Ona göre, sadece fahişeler ve porno yıldızları bu işi yapıyor. | Open Subtitles | هي تعتقد ان العاهرات و الممثلات الاباحيات هن من يفعلن ذلك |
Bense harçlığını fahişeler ve uyuşturucudan çuvallanan bir hırsızım. | Open Subtitles | أما أنا لص يبعثر نقوده على العاهرات و المخدرات |
Kanımca bu adam kaçakları ve fahişeleri öldürüyor çünkü onları kimse arayıp sormaz, değil mi? | Open Subtitles | تخميني هو أن هذا الرجل يقتل العاهرات و الهاربات لأن لا أحد يبحث عنهن ، صحيح ؟ |
Yedi yaşındaki çocuğumun 'Grand Theft Auto'dan kaltak, pezevenk ve fahişeleri öğrenmesi zaten kötü. | Open Subtitles | يكفي ان أبني ذو السابعه يعرف كل شيء عن "العاهرات و القوادين من لعبة "غراند سيفت أوتو (مايكل جاكسون) |