Bu yükü yüklenmek istediğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إذا ماكنت مهتماً بتحمل هذا العبئ |
Ne, bu ağır yükü hep taşıyacak mıydım? | Open Subtitles | ماذا،أعليّ أن أحمل هذا العبئ معي دائماً؟ |
Bu yeni iş yükü sinirlerini zorlayabilir. | Open Subtitles | بتحمّلك هذا العبئ الجديد، فقد تفقد السيطرة على نفسك. |
Kasabanıza geldiğimizde sanki üstümüzden bir yük kalktı gibi hissettim diyecektim. | Open Subtitles | كنتُ سأقول أنني شعرتُ بأن العبئ قد إبتعد عننا حينما وصلنا هنا |
Bu gerçek omuzlarımızdan bastıran bir yük gibi görünse de aslında bizi daha yükseklere çıkaran bir hedefe sahip olmaktır. | Open Subtitles | أن ما نشعر به من العبئ الموضوع على أكتافنا هو في الواقع الشعور بالهدف الذي يرفعنا إلى مستويات أعلى. |
Vay canına! Gereksiz yükten kurtulduğumuza göre yeni bir strateji geliştirelim. | Open Subtitles | الآن بما اننا تخلصنا من ذلك العبئ لنخطط لإستراتيجية ما |
Senin daha ağır bir yükü taşıyabileceğinden emin olmak için yaptım. | Open Subtitles | فعلته لأؤكد لنفسى انك تستطيعين تحمل العبئ الكبير من العمل |
Korkarım ki görsel ikiz olmanın yükü de bu. Kanın bir cadının sihri için etkili bir bağlayıcı element oluyor. | Open Subtitles | أخشى أنّه العبئ الذي على القرينة تحمُّله، فإنّ دمائكِ عامل أساسيّ لتعاويذ الساحرات. |
Ablası onu seviyormuş ama o bu yükü kaldıramamış. | Open Subtitles | أختها أحبتها, لكنا ببساطة لم تتحمل العبئ |
Seni temin ediyorum, bu yükü taşımak istemezsin. | Open Subtitles | اعدكي انكي لاتريدين ان تحملي هذا العبئ |
Şu yükü omuzlarından almanın vakti geldi. - Hayır. | Open Subtitles | آن أوان نفض ذلك العبئ عن كاهلكَ. |
Bazılarımız bu yükü kaldıracak kadar güçlü değilizdir. | Open Subtitles | بعضنا ليس بالقوة الكافية لتحمل العبئ |
"Onlara neden bu ağır yükü yükledin?" | Open Subtitles | لماذا تفرض عليهم مثل هذا العبئ ؟ |
O halde beraberinde gelen yükü de üstlen. | Open Subtitles | أذا تحمل العبئ القادم معه |
Bu yük sana geçene kadar senden istediğim kötülükleri ailemizden ve krallığımızdan en insani şekilde uzak tutmaya çalıştığıma inanman. | Open Subtitles | حتى هذا العبئ يفرض عليكٍ أطلب منكٍ أن تثقين بي وأني أعرف كيف أبعد الخطر |
Bu gerçek omuzlarımızdan bastıran bir yük gibi görünse de aslında bizi daha yükseklere çıkaran bir hedefe sahip olmaktır. | Open Subtitles | أن ما نشعر به من العبئ الموضوع على أكتافنا" "... هو في الواقع الإحساس بالهدف الذي يرفعنا إلى مستويات أعلى. |
Bu yüzden tüm yük bana kaldı. | Open Subtitles | وهكذا وقع العبئ على عاتقي. |
O korkunç yük olmadan yeniden kendin olabilirsin Joe. | Open Subtitles | دون حمل ذلك العبئ المروع، جو |
yük olmayı bir tanımla istersen. | Open Subtitles | حددي نوع العبئ |
Yakında bu yükten kurtulacağım. | Open Subtitles | سأتحرّر قريبًا من هذا العبئ |