"العبئ" - Translation from Arabic to Turkish

    • yükü
        
    • yük
        
    • yükten
        
    Bu yükü yüklenmek istediğimi sanmıyorum. Open Subtitles لا أعرف إذا ماكنت مهتماً بتحمل هذا العبئ
    Ne, bu ağır yükü hep taşıyacak mıydım? Open Subtitles ماذا،أعليّ أن أحمل هذا العبئ معي دائماً؟
    Bu yeni iş yükü sinirlerini zorlayabilir. Open Subtitles بتحمّلك هذا العبئ الجديد، فقد تفقد السيطرة على نفسك.
    Kasabanıza geldiğimizde sanki üstümüzden bir yük kalktı gibi hissettim diyecektim. Open Subtitles كنتُ سأقول أنني شعرتُ بأن العبئ قد إبتعد عننا حينما وصلنا هنا
    Bu gerçek omuzlarımızdan bastıran bir yük gibi görünse de aslında bizi daha yükseklere çıkaran bir hedefe sahip olmaktır. Open Subtitles أن ما نشعر به من العبئ الموضوع على أكتافنا هو في الواقع الشعور بالهدف الذي يرفعنا إلى مستويات أعلى.
    Vay canına! Gereksiz yükten kurtulduğumuza göre yeni bir strateji geliştirelim. Open Subtitles الآن بما اننا تخلصنا من ذلك العبئ لنخطط لإستراتيجية ما
    Senin daha ağır bir yükü taşıyabileceğinden emin olmak için yaptım. Open Subtitles فعلته لأؤكد لنفسى انك تستطيعين تحمل العبئ الكبير من العمل
    Korkarım ki görsel ikiz olmanın yükü de bu. Kanın bir cadının sihri için etkili bir bağlayıcı element oluyor. Open Subtitles أخشى أنّه العبئ الذي على القرينة تحمُّله، فإنّ دمائكِ عامل أساسيّ لتعاويذ الساحرات.
    Ablası onu seviyormuş ama o bu yükü kaldıramamış. Open Subtitles أختها أحبتها, لكنا ببساطة لم تتحمل العبئ
    Seni temin ediyorum, bu yükü taşımak istemezsin. Open Subtitles اعدكي انكي لاتريدين ان تحملي هذا العبئ
    Şu yükü omuzlarından almanın vakti geldi. - Hayır. Open Subtitles آن أوان نفض ذلك العبئ عن كاهلكَ.
    Bazılarımız bu yükü kaldıracak kadar güçlü değilizdir. Open Subtitles بعضنا ليس بالقوة الكافية لتحمل العبئ
    "Onlara neden bu ağır yükü yükledin?" Open Subtitles لماذا تفرض عليهم مثل هذا العبئ ؟
    O halde beraberinde gelen yükü de üstlen. Open Subtitles أذا تحمل العبئ القادم معه
    Bu yük sana geçene kadar senden istediğim kötülükleri ailemizden ve krallığımızdan en insani şekilde uzak tutmaya çalıştığıma inanman. Open Subtitles حتى هذا العبئ يفرض عليكٍ أطلب منكٍ أن تثقين بي وأني أعرف كيف أبعد الخطر
    Bu gerçek omuzlarımızdan bastıran bir yük gibi görünse de aslında bizi daha yükseklere çıkaran bir hedefe sahip olmaktır. Open Subtitles أن ما نشعر به من العبئ الموضوع على أكتافنا" "... هو في الواقع الإحساس بالهدف الذي يرفعنا إلى مستويات أعلى.
    Bu yüzden tüm yük bana kaldı. Open Subtitles وهكذا وقع العبئ على عاتقي.
    O korkunç yük olmadan yeniden kendin olabilirsin Joe. Open Subtitles دون حمل ذلك العبئ المروع، جو
    yük olmayı bir tanımla istersen. Open Subtitles حددي نوع العبئ
    Yakında bu yükten kurtulacağım. Open Subtitles سأتحرّر قريبًا من هذا العبئ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more