"العبث مع" - Translation from Arabic to Turkish

    • uğraşmayı
        
    • uğraşmaya
        
    • uğraşma
        
    • bulaşmak
        
    • uğraşmak
        
    • oynamayı
        
    O şeyle uğraşmayı kesmezsen hepimiz öleceğiz. Open Subtitles إن لم تتوقف عن العبث مع ذلك الشيء، فستتسبب في مقتلنا جميعاً
    Diğer unsurlarla uğraşmayı aklının ucundan bile geçirmemelisin. Open Subtitles يجب ألا تفكر في العبث مع العناصر الأخرى
    Trafik kazası yapan adamla uğraşmaya çalışıyorlar. Open Subtitles انهم يحاولون العبث مع الشخص الذى يخص حادثة السيارة
    Brian, bu robotla uğraşmaya devam edebilirsin veya bizimle gelebilirsin. Open Subtitles (برايان)، يمكنك العبث مع هذه الآلة أو يمكنك المجئ معنا
    Ailemle uğraşma diye uyarmıştım. Open Subtitles لقد حذرتكِ سابقًا من العبث مع أسرتي
    Serserilere bulaşmak istemezsiniz hanımefendi. Open Subtitles لستِ تريدين العبث مع المتشرّدين يا آنستي.
    Yabancı bir kadınla uğraşmak bir erkeğe sürüyle dert verir. Open Subtitles العبث مع امرأة غريبة قد يجلب للرجل الكثير من الأسى
    O götverenle oynamayı bırakta, git kızına yardım et. Open Subtitles أوقف العبث مع هذا الأحمق، جاك، وأخروج من هناك وساعد ابنتك.
    İç işleriyle uğraşmayı kesmen gerekiyor. Open Subtitles يجب عليك ان تتوقف عن العبث مع I.A.D
    Arkadaşlarımla uğraşmayı bırak! Open Subtitles كفّ عن العبث مع أصدقائي
    Hadi ama. Ona asla fillerle uğraşmayı öğretmeyeceğimi biliyorsun. Open Subtitles -بربّك، أنا لم أعلّمه العبث مع الفيلة أبدًا .
    Savcıyla uğraşmayı bırakmalısın. Open Subtitles عليك أن تكف عن العبث مع النائب العام لـ(الولايات المتحدة)
    Seattle Bisikletlileri'yle uğraşma. Open Subtitles لا يجب العبث مع قائدى دراجات سياتل
    Kardeşimle uğraşma, adi herif! Open Subtitles ! إياك و العبث مع أخي الصغير
    Hayır gelmedik. Ve inan bana, şoförümüze bulaşmak istemezdin. Open Subtitles لا،لا، وصدقني لن تحب العبث مع سائقنا
    Hayır gelmedik. Ve inan bana, şoförümüze bulaşmak istemezdin. Open Subtitles لا،لا، وصدقني لن تحب العبث مع سائقنا
    Dev otçullar aksi ve sahiplenici olabilir. Bir hippopotamla, gergedanla veya deniz bizonuyla uğraşmak istemezsiniz. TED يمكن أن تكون آكلة الأعشاب الكبيرة هذه شرسة وإقليمية أيضاً لن تجرأ على العبث مع فرس النهر أو وحيد القرن أو جاموس الماء.
    Ayrıca kim onun gibi bir manyakla uğraşmak ister ki? Open Subtitles سوى أنّي سأثير غضب مالك العُلبة، ومن يُريد العبث مع مجنون مثله؟
    O herifle top oynamayı bırakmalısın adamım. Sürekli Rucker Park'ta oynadığını sanıyor. Open Subtitles يجب أن تتوقف عن العبث مع ذلك الرجل
    Şu yaprakla oynamayı kesecek misin? Open Subtitles هلاّ توقّفت عن العبث مع الورقة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more