Göz önünde olmayan şeyleri bulmak gibi. | Open Subtitles | تعرف، مثل العثور على الأشياء الغير واضحة. |
Göz önünde olmayan şeyleri bulmak gibi. | Open Subtitles | تعرف، مثل العثور على الأشياء الغير واضحة. |
Ve National Geographic konuyla ilgilenmişti, çünkü National Geographic'in geçen yüzyılda keşiflerin yalnızca bir şeyleri bulmak olduğu, bu yüzyılda ise bir şeyleri yapmak olduğu üzerine bir teorisi var. | TED | وقد اهتمت ناشونال جيوغرافيك بهم لأن لدى ناشونال جيوغرافيك نظرية بأنه في القرن الماضي كان الاكتشاف هوفي الأساس العثور على الأشياء وفي هذا القرن الاكتشاف هو صنع الأشياء. |
Walter'ın bir şeyleri bulmak konusunda ünü var. | Open Subtitles | والتر/ لديه سمعة جيدة في/ العثور على الأشياء |