"العثور عليك" - Translation from Arabic to Turkish

• Seni bulmaya
• Seni bulmak
• sizi bulmak
• sana ulaşmaya
• seni bulmaları
• seni bulamayacağı
• seni bulamıyor
• seni bulamadım
• seni bulamayınca

Polis sabahtan beri Seni bulmaya çalışıyor.
البوليس يحاول العثور عليك طوال هذا الصباح

Seni bulmaya çalışırken, kardeşimi kaybettim. Bu karara pişman da değilim.
فقدت أختي محاولةً العثور عليك ولم اَسف لهذا القرار

Zaten bu yüzden burada gizlenerek yaşıyorum, Seni bulmaya çalışan birini bu yüzden öldürdüm ve bu yüzden bu benim geleceğim.
ولهذا أعيش مٌختبئاً لقد قتلت شخصاً ما محاولاً العثور عليك ولهذا 000

Cep telefonu taşısaydın Seni bulmak çok daha kolay olurdu.
سيكون من السهل كثيراً العثور عليك إذا حملت هاتفاً نقالاً

Seni bulmak zor olmadı, hele boynunda yağlı urgan varken.
لم يكن من الصعب العثور عليك كنت واقفاً أمام البلدة بأكملها وبحبل حول عنقك

Emin değiliz. sizi bulmak istediklerini düşünüyoruz.
لم نتيقن, ولكن نظن انهم يريدون العثور عليك

Bir saattir sana ulaşmaya çalışıyorum. Önemli gelişme var.
احاول العثور عليك منذ ساعة يا مارك حدث كبير..

Seni bulmaya yaklaştığında, görünümler olacak..
،عندما يكون وشيكاً من العثور عليك سوف تبدأ الرؤى تراودك

Ne yani, dışarıda Seni bulmaya çalışan aylak dansçı çetesi mi var?
إذاً ، هل هناك مجموعة من الراقصين الهائمين هناك بالخارج يحاولون العثور عليك ؟

Bana kartını vermişti. Seni bulmaya uğraşıyor.
اعطانى كارتة لأنة يأس فى العثور عليك

Seni bulmaya çalışmak yerine Emily'ye yakın olup gelmeni ummak daha kolay olur dedim.
وإعتقدتُ بدلاً من محاوله العثور عليك "سيكون من الأسهل ان أبقى بالقرب من "إيملي وأأمل انك سوف تظهر

Dün okuldan sonra Seni bulmaya çalıştım.
حاولت العثور عليك بعد المدرسة بالأمس.

Seni bulmak için, daha önce defalarca yaptığım şeyi yaptım.
لذا ولأجل العثور عليك قمت بما قد فعلته من قبل مراراً

Gitmek istedi. Seni bulmak istedi.
هو الّذي رغب بالمغادرة لقد أراد العثور عليك

Seni bulmak için neler çektik bir bilsen.
يا له من وقت ، ونحن نحاول العثور عليك

Seni bulmak ne zormuş evlat!
أيها الفتى، من الصعب العثور عليك

sizi bulmak kolay olmadı, bunun için bir kaç dakikalık konuşmayı hak ediyorum.
لم يكن من السهل العثور عليك و أستحق بضعة دقائق لمجهودي

Tüm gece ve gün sana ulaşmaya çalıştım.
لقد كنت أحاول العثور عليك طوال الليل وأثناء الصباح

Birincisi, eğer cinayetten aranıyorsan seni bulmaları kolay olacak... ikincisi, konuşmaya kalkarsan güvenilirliğin olmayacak.
أولاً,أذا كنت متهم قتل سوف يكو العثور عليك سهل... ثانياً,لتكذيبك أذا أردت الكلام ضدهم

Senin gidebileceğin, onun ise seni bulamayacağı bir yer yok.
لا يوجد مكانٌ تذهب إليه لا يستطيع العثور عليك فيه

Baba seni bulamıyor.
والدك لا يستطيع العثور عليك.

Uçak bileti için para biriktirdim ama seni bulamadım.
أنا إحتفظتُ بمالي لتذكرة طيرانِ لكن لم استطعُ العثور عليك

Annem ve babam seni bulamayınca deli oldu,
لقد جنَّ والدنا وأمُنا عندما لم نستطع العثور عليك