Kendini eritip bitirmesine bakınca, hâlâ hayatta olması bir mucize. | Open Subtitles | بالطريقة التى يحرق نفسه بها من العجب أنه لا يزال على قيد الحياة |
Onları mucize ve keşif yolculuğuna çıkaracağım. | Open Subtitles | نعم، سأخذهم في رحلة من العجب والاستكشاف. |
Tek bir saf mucize anı için. | Open Subtitles | لاجل لحظة واحدة من العجب الخالص. |
Şimdiki teknoloji bu gizli dünyaya kapı aralayıp, yaşadığımız dünyanın gizemlerini açığa çıkarıp, gerçek harikalarını gösterebilir. | Open Subtitles | صار بمقدور التقنية الآن فتح باب على ذاك العالم الخفي، تفضح أسراره، وتُطلعنا على العجب الحقيقي للعالم الذي نسكنه. |
Şimdi, teknoloji; bu gizli dünyaya bir kapı açıyor, gizemlerini açığa çıkarıyor ve yaşadığımız dünyanın gerçek harikalarını ortaya çıkarıyor. | Open Subtitles | صار بمقدور التقنية الآن فتح باب على ذاك العالم الخفي، تفضح أسراره، وتُطلعنا على العجب الحقيقي للعالم الذي نسكنه. |
Bir kadın üretebilmek için de bayağı çılgın şeyler yapmak gerekebilir bence. | Open Subtitles | أعتقد أن الشخص يجب أن يفعل العجب لينتج إمرأة جيدة |
Bir kadın üretebilmek için de bayağı çılgın şeyler yapmak gerekebilir bence. | Open Subtitles | أعتقد أن الشخص يجب أن يفعل العجب لينتج إمرأة جيدة |
Sayenizde bir yaşıma daha girdim. | Open Subtitles | انهم يجعلونى ارى العجب |
Onca ilaçtan dolayı beyninin kavrulmaması bir mucize. | Open Subtitles | من العجب أن عقله ماذال يعمل |
Sayenizde bir yaşıma daha girdim. | Open Subtitles | انهم يجعلونى ارى العجب |