Aslında, evladım, güzel bir omlet çok daha karmaşıktır, ha? | Open Subtitles | في الواقع يا بني، العجّة اللذيذة، أكثر تعقيدا. |
Ya da bir omlet gibi yenebileceksin ya da krem brüle gibi. | Open Subtitles | . أو يتناولوكِ على الطعام مثل العجّة, أو كريم بروليه. |
Bunu yapmak zorunda değildi. Bana omlet yaptı. Çok lezzetliydi. | Open Subtitles | طهت تلك العجّة والتي كانت لذيذة |
omlet için çıkalım, dedim. | Open Subtitles | لقد سألتها الخروج من أجل العجّة |
Köpek omleti kapmıştı biz de IHOP'a gitmiştik. | Open Subtitles | - فأكل الكلب العجّة |
Bay Marwat'a yulaf ezmesi, omlet ve ananas suyu verildi, Gardiyan Frank Bishop tarafından onaylandı. | Open Subtitles | قُدّم للسيد (مروت) العجّة وبيض مخفوق وعصير أناناس. بشهادة الحارس (فرانك بيشوب)." |
Bilseydim daha çok sebzeli omlet yapardım! | Open Subtitles | كان بإمكاني اعداد المزيد من العجّة! |
Kızarmış ekmek ve omlet. | Open Subtitles | الخبز المحمّص، العجّة |
Annene omlet yapmak istemiştin. | Open Subtitles | وأردت أن تعدّ العجّة لأمك |
Hayır, omlet anıları olmasın ya... | Open Subtitles | - بربّك! لا تستخدم تشبيه العجّة |
omlet yapamıyorum. | Open Subtitles | .. لا يُمكنك صُنع العجّة |
Yani, yardımcıların omlet barına bunlardan koymuş ama bu önemli bir şey değil tabii ki. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} أعني، لقد أحضر العجّة هذه للمساعدين، لكنّ الأمر... |
Sanki omlet yapıyormuş gibi. | Open Subtitles | كإعداد العجّة. |