enfeksiyon riskine karşı, şehri terk etmenize izin verilmemektedir. | Open Subtitles | بسبب أنتشار العدوي لن نسمح لكم بمغادرة المدينة |
Kontrol edemiyoruz. enfeksiyon hiç kimsenin tahmin edemeyeceği kadar hızlı yayılıyor. | Open Subtitles | لا نستطيع احتوائها، العدوي تنتشر أسرع من أي شخص يمكن أن يتوقعها |
- Demek oluyor ki, bütün enfeksiyon ve kanıtları yok edilecek. | Open Subtitles | يعني انهم سيقضون على العدوي وكل شيء معها |
Antibiyotikler en azından enfeksiyonu hafifletip ağzındaki tat ve kokuyu azaltacaktır. | Open Subtitles | المضادات الحيوية ستخفف العدوي علي الأقل و سيخفف أيضاً الرائحة و الطعم بفمك |
enfeksiyonun ne olduğunu bilirsek onu nasıl tedavi edeceğimizi de biliriz. | Open Subtitles | عندما نعرف العدوي سنعرف بالضبط ماذا نعالج |
Birden bire, ölüm cezası gibi olan enfeksiyonlar birkaç gün içinde kurtulabileceğiniz bir şeye dönüştü. | TED | فجأة، أصبحت العدوي التي كانت كحكم بالاعدام شيئا يمكن الشفاء منه في أيام |
enfeksiyon kontrol altındaysa hala kurtulabilir. | Open Subtitles | إذا تم حصر العدوي ربما يبقي علي قيد الحياه. |
Çünkü enfeksiyon yüksek ateşe neden olur ve ofisimde çalışan doktorlar kocası yüzünden bunu listeden çıkardı. | Open Subtitles | لأن العدوي تسبب حمي و الطبيب العبقري الذي يعمل بمكتبي حذفها لأنها موجودة بالزوج |
Çünkü enfeksiyon yüksek ateşe neden olur ve ofisimde çalışan doktorlar kocası yüzünden bunu listeden çıkardı. | Open Subtitles | لأن العدوي تسبب حمي و الطبيب العبقري الذي يعمل بمكتبي حذفها لأنها موجودة بالزوج |
Çocuğun evine gidip enfeksiyon kaynağını aramalıyız. | Open Subtitles | الذهاب إلي منزل الفتي و تفقد مصدر العدوي مضيعة للوقت |
Her iki şekilde de kardeşi ölecek. enfeksiyon sadece kapakçıkta değilki. | Open Subtitles | في كلا الحالتين، سيموت أخوه العدوي ليست بقلبه فقط |
Binlerce enfeksiyon vardır ama ama sadece bir avuç otoimmün hastalık vardır. | Open Subtitles | هناك حرفياً آلاف العدوي المحتملة لكن حفنة فقط من أمراض المناعة |
Yani ilaçların bir suçu yok. Suçlu enfeksiyon. | Open Subtitles | هذا يعني أن الأدوية ليت الملام إنه العدوي |
Ona verdiğimiz steroid tedavisi yüzünden enfeksiyon bir kez daha vurduğunda, çok sert vuracak. | Open Subtitles | الستيرويد الذي أعطيناه لها يعني أنه عندما تضرب العدوي مرة أخرى |
Burada hemşireydi, sanırım bir kez sadece bir kez enfeksiyon sorunundan bahsetmişti. | Open Subtitles | لقد كانت ممرضة هنا ..و أنا أعتقد أنها مرة واحدة لقد كانت مرة واحدة فقط التي ذكرت فيها مشكلة هذه العدوي |
enfeksiyon testleri için biraz kana ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | وكذلك سنقم بتحليل الدم من أجل إختبارات العدوي. |
Şimdi de herkesin içinde tıpkı bir enfeksiyon gibi büyüyor. | Open Subtitles | والان .. ان هذا الشيئ ينمو داخل الجميع تماما مثل العدوي |
Böylece nakilden önce enfeksiyonu tedavi etme fırsatımız olacak. | Open Subtitles | ثم يمكننا علاج العدوي في الوقت اللازم للقيام بالنقل |
Her halükarda, şarapnel parçaları yaraya yabancı maddeler bulaştırarak enfeksiyonu kaçınılmaz hale getirir. | Open Subtitles | و دائما ما تؤدي الشظايا الي دخول اجسام غريبة داخل الجروح وبالتالي تكون العدوي لا مفر منها |
Virüs etkilerine bağışık kimse olmadığı için yetkililer, enfeksiyonun çabucak yayılmasında çaresiz kaldılar. | Open Subtitles | تصرفت السلطات بسرعه ولكي لا ينتشر العدوي |
Testislerin şişmesine yol açan enfeksiyonlar bunlar. | Open Subtitles | هذه هي العدوي التي تسبب تضخم المناسل |
Sana her çeşit enfeksiyonla savaşacak değişik ilaçlar veriyoruz. | Open Subtitles | لقد أعطيناك أدوية متنوعة و التي ستحارب كل أنواع العدوي |