"العراقيون" - Translation from Arabic to Turkish

    • Iraklılar
        
    Müze çalışanları güvenlikleri için ortadan kaybolduklarında Iraklılar yağmalamaya başladılar. Open Subtitles وحين فر موظفي المتحف لأجل سلامتهم ذهب العراقيون لنهب الغنائم
    Niye siz ve ben benzeriz, niye Iraklılar ve Japonlar ve Avusturalya yerlileri ve Amazon Nehri sakinleri birbirlerine benzer. TED لماذا أنت وأنا مشتابهين، لماذا العراقيون واليابانيون وسكان استراليا الأصليين وشعب نهر الأمازون متشابهون.
    Yine Iraklılar. Kısa menzilli füzeyi ateşliyorum. Open Subtitles العراقيون مرة أخرى ، سأطلق الصاروخ الذكي
    Sınıra hala 70 km vardı ve bizim gün ağarana dek varmamız gerekiyordu, çünkü Iraklılar bizi öldüremese bile bu boktan hava öldürecekti. Open Subtitles لازال امامنا سبعين كم وعلينا قطعها مع اول بزوغ للضوء لانه اذا لم يقتلنا العراقيون فالطقس سيفعل ذلك
    Iraklılar, çocuklarla bana hedef göstermeye başlasın. Open Subtitles ثم يبدأ العراقيون بتوجيه الأصابع ويعطيني والفتيان بعض الأهداف لضرب.
    Iraklılar: Evet, Saddam Hüseyin'den kurtuldular, ama ülkelerinin yabancı kuvvetlerce işgal edildiğini gördüklerinde üzüntüye boğuldular, onurlarının yara aldığını hissettiler. TED نعم، تخلّص العراقيون من صدام حسين، ولكن عندما رأوا أراضيھم تُحتل من قبل القوات الأجنبية شعروا بالأسى الشديد، شعروا بأن كرامتھم تعرضت للأذى.
    Görevleri bulup yoketmekti -- Scud misillerini hatırlarsınız, Iraklılar'ın İsrailliler'e attığı yerden havaya giden misiller? TED وكانت المهمة ايجاد وتدمير قاذفات صواريخ " سكود " الصواريخ الأرض جو التي أطلقها العراقيون على أسرائيل - هل تذكرونها ؟
    temiz bir savaş ve duyarlı bombalamalar olacak, Iraklılar Amerikalıları kurtarıcılar olarak karşılayacaklardı Bağdat sokaklarında ayaklarına çiçekler sereceklerdi. TED أن هناك حرباً ستندلع وستكون حرباً نظيفة وقصف بدقة، وسيرحب العراقيون بالأمريكان كمحررين وينثرون عليهم الورود تحت أقدامهم على طرقات بغداد.
    Üzgünüm efendim. Iraklılar, her şeyleriyle koyveriyorlardı. Open Subtitles -متأسف سيدي, العراقيون تركوا كل شيء مبعثر
    Üzgünüm efendim. Iraklılar, her şeyleriyle koyveriyorlardı. Open Subtitles -متأسف سيدي, العراقيون تركوا كل شيء مبعثر
    O insanlar, Iraklılar, odaya gittiğimizde çoktan ölmüşlerdi. Open Subtitles و اولئك الناس, العراقيون, كانوا ميتين مسبقاً عندما وصلنا للغرفة الخلفية... ....
    Iraklılar talimatları anlamadı... kontrol noktalarınıda onlara verdiler. Open Subtitles العراقيون لم تكن تفهم التعليمات... ان كانوا يقدمون لهم في مناصب القيادة.
    Iraklılar o kadar sıkı fıkı ki, bir tanesi duşta parmağını incitse adam kurulanana kadar beş kuzeni iyi mi diye sormaya gelir. Open Subtitles العراقيون متقاربون جدّا، فلو تعثّر أحدهم في الحمام... وعندما يجفّ، سيجد 5 من أقريائه عن باب بيته للإطمئنان عليه.
    Iraklılar inmelerine izin vermez. Open Subtitles سيرفض العراقيون رفضاً باتاً استقبالهم
    Iraklılar daima buradaydılar. Open Subtitles العراقيون كانوا هنا منذُ الأزل
    Eğer teslim olursak, Iraklılar onu doktora götürürler. Open Subtitles حسنا, فإن إستسلمنا ربما (العراقيون) يعالجونة
    Eğer teslim olursak, Iraklılar onu doktora götürürler. Open Subtitles حسنا, فإن إستسلمنا ربما (العراقيون) يعالجونة
    Iraklılar verdi. Open Subtitles العراقيون أعطوها لي.
    Iraklılar verdi. Open Subtitles العراقيون أعطوها لي.
    Sonra yerini Iraklılar alır. Open Subtitles وبعدها نتولى العراقيون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more