"العضّة" - Translation from Arabic to Turkish

• ısırık
• ısırıkla
• ısırığın
• ısırıktan
• ısırığa

2.Doktor: Açıkçası, mesleki fikrime göre omzundaki geniş ısırık iziyle bir ilgisi olabilir.
دكتور 2: حسنُ، برأيي المهني ربّما علامة العضّة الكبيرة على كتفه قد يكون لها دخلٌ بذلك.

Talimatlarınız doğrultusunda öldürücü ısırık izini temizledim.
بحسب تعليماتكِ، قمتُ بتكبير علامة العضّة القاتلة مجهرياً

Başa gelen bu ısırık yarışı sona erdiriyor.
هذه العضّة الوحشية للرأس تجلب نهاية النزاع

Aldığın o ısırıkla fazla uzağa gidemezsin.
لن تذهبِ لمكانٍ بعيد و العضّة باقية فيكِ

Ben ısırığın ne kadar üstünden kesildiğini görmek isterdim.
رؤية مكان البتر، وبأي علوّ فوق العضّة

Dün insanların gitmesinden korkuyordun. Bugün de o ısırıktan korkuyorsun.
البارحة خفتَ من مغادرة الناس، اليوم خفتَ من تلك العضّة.

Mara'daki ısırık, Marcus'u öldüren ısırığa benziyordu.
"العضّة التي قـُتلت بها (مارا)، تشبه التي قـُتل بها (ماركوس)"

Peter eğer ısırık dönüştürmezse öldürebileceğini söylemişti. Belki gençlerin kurtulmak için daha fazla şansı vardır.
"بيتر" أخبرني لو أن العضّة لم تحولك سوف تقتلك وربما المراهقين لديهم فرصة أفضل في النجاة

Boy ve ısırık izleri eşleşti gibi görünüyor.
يبدو أنّ نمط العضّة وحجمها متطابق.

Bu ısırık mikropluysa başın belaya girecek.
هذه العضّة مُلوّثة ستصاب بالمشاكل

Bu ısırık mikropluysa başın belaya girecek.
، هذه العضّة ملوثة وستؤدي إلى مشاكل

Acele etsen iyi olur çünkü o ısırık iğrenç duruyor.
-يجدر أن تُسرع، لأن العضّة تبدو شنيعة .

Bedenin ısırıkla savaşıyor.
-جسدك يحارب العضّة

Sonundaki şu ısırığın, aklımı başımdan aldı.
.... تلك العضّة الأخيرة إنها رائعة

Keşke öyle olduğumu söyleyebilseydim, bu ısırıktan sonra.
أود ان أقول ان هذا العلاج أسوأ من العضّة

Vücudun ısırığa karşı savaşıyor.
-جسدك يقاوم العضّة