Sarah, Evlenene Kadar İffet'in kurucusu pederin kızıymış. | Open Subtitles | سارة هي ابنة رجل الدين الذي أسس العفة حتى الزواج |
Bu sahte iffet ve uydurma din saçmalıklarına inanmıyorsun. | Open Subtitles | لا شيء من هذا العفة المختلقة أو الدين الوهمي. |
İmdat diye ağlayacağına en iyisi ona bekaret kemeri tak da kurtul. | Open Subtitles | أوه، ليبكون بصوت عال، ماري. لماذا لا يصلح لها فقط عن حزام العفة وينبغي القيام به حيال ذلك؟ |
- Veya bekâret kemeri satın alabiliriz.. - Evet, haydi bekâret kemeri satın alalım. | Open Subtitles | أو علينا أن نشتري حزام العفة - نعم علينا ان نجلب حزام العفة - |
Kayınvalidemler İffetli Hanım unvanını alabilmek için beni öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | حاول بلدي الاصهار لقتلي. حتى يتمكنوا من الحصول على مكافأة العفة. |
Erdem'i onun şeklinde görmek, ne kadar güzel." Bu pornografi. | Open Subtitles | راى العفة فى وجهها كم هو جميل انة مثير |
Chastity sana konuşmazsan her şey yoluna girer dedi. | Open Subtitles | العفة أخبرتك للسكوت ويثبت وأشياء ستكون رفيعة. |
Sanırım çiçek açması için baya zaman gerekecek ... binlerce yıl boyunca namusu için yemin etmiş. | Open Subtitles | حسنا، سيمر زمن حتى تزهر.. لديها نذر بألف سنة من العفة |
İffet Hareketi'nin kurucusudur. Soruna yeterince cevap verebildim mi? | Open Subtitles | أسس حركة العفة فهل يجيب ذلك على سؤالك؟ |
Tüm rahip adayları iffet yemini eder. | Open Subtitles | كل مرشح للكهنوت يأخذ نذر العفة |
"Bana iffet ve sebat ver, ama hemen verme." | Open Subtitles | اعطيني العفة ، واعطيني الثبات |
Ama bu İffet Kızları gerçekten zararsızlar. | Open Subtitles | لكن فتيات العفة غير مؤذيات |
İffet kemeri. | Open Subtitles | إنها حزام العفة |
Ne yaptı, bekaret kemerini evde mi unuttu? | Open Subtitles | ماذا فعلت نسيت حزام العفة الخاص بها في البيت ؟ |
bekaret yemini zor geldiğinden Afrika'daki rahiplerin evlenmeye izinli oldukları doğru mu? | Open Subtitles | القسيسين الكاثوليكيين في أفريقيا مسموح لهم أن يتزوجوا لأن العفة صعبة جداً عليهم ؟ |
Senin fotoğrafın yüzünden bakire kalan kızların sayısı bekaret kemeri yüzünden bakire kalanlardan daha fazla. | Open Subtitles | وجهك المكشّر القبيح مسؤول عن بقاء الفتيات عذارى أكثر من حزام العفة |
Saat beşe kadar "bekâret Yemini" için fen sınıfındayım. | Open Subtitles | لدي "إختيار العفة" في غرفة العلوم إلى الساعة الخامسة |
Kızlar bekâret takımında.* | Open Subtitles | صديقتك في فرقة الدفاع عن العفة |
Tamam anladık, bugün iffetli küçük hanımefendisin? | Open Subtitles | حسنا, إذاً أنت "سيدة العفة الصغيرة" اليوم, هاه؟ |
İffetli, içkiden uzak ve kök mayası adını verdiğim tatsız pelte yapılan bir kasabada, kim yaşamak ister? | Open Subtitles | من يريد العيش بمدينة يغمرها العفة ، عدم تفشي الجنسية ، والهريسة بلا نكهة التي أسمّيها (روتمارم)؟ |
Erdem mi? | Open Subtitles | العفة ؟ |
Bu sabah geldi. Sanırım Chastity'nin resitali. | Open Subtitles | لقد وصل هذا الصباح أعتقد بأنه رواية العفة |
tarquin'de bu şekilde namusu kirlenmeden önce yavaşça yürümüştü. | Open Subtitles | وبالتالي لقد وضعت على المكان الناعم حيث أفاق العفة التي أراد |