Bir ilişki hikâyesini tarihe gömdük, ama bu hikâye başka. | Open Subtitles | أننا تخلصنا من قصة العلاقة الغرامية ولكن هذه القصة مختلفة |
Bu romantik ilişki ne kadar sürdü, Bayan Moore? | Open Subtitles | هذه العلاقة الغرامية , استمرت الى متى سيدة , مورى |
-Evet. İlişkiyi biliyorsundur. | Open Subtitles | نعم, اسمعي, يتوجب عليكي ان تعرفي عن العلاقة الغرامية |
Aranızdaki ilişkiyi kocanıza anlatmakla mı tehdit etti? | Open Subtitles | هددكِ بإخبار زوجكِ بشأن العلاقة الغرامية ؟ |
İlişkiden haberin vardı demiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقول بأنكَ كنتَ على علم بشأن العلاقة الغرامية |
Evet Don genellikler eşler aldatmayı küçük bir şey gibi görmez. | Open Subtitles | الزوجات يرين العلاقة الغرامية أكثر من كونها مجرد شيء. |
Bunu ilişki hikâyesine bağlıyor. | Open Subtitles | وسيأتي ترشيحها متزامنًا لقصة العلاقة الغرامية |
O kızla yaşadığın ilişki... | Open Subtitles | العلاقة الغرامية مع تلك الفتاة |
Hıza dayalı bir ilişki oyunu. | Open Subtitles | وهي عبارة عن " لعبة العلاقة الغرامية السريعة " |
İlişki yaşadığını bize söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرنا الحقيقة حول العلاقة الغرامية |
O... o beni bu ilişki için uzun zaman önce affetti. | Open Subtitles | هي... غفرت لي العلاقة الغرامية منذ وقت طويل |
Yani ilişkiyi öğrendin, ve bu yüzden Klarissa'yı öldürdün. | Open Subtitles | اذا , اكتشفتي بوجود العلاقة الغرامية وهذا هو السبب في أنك قتلتي كلاريسا |
Evet ilişkiyi öğrendim ama onu ben öldürmedim. | Open Subtitles | حسنا، نعم، انا اكشفت العلاقة الغرامية لكني لم اقتلها |
Benim adamlarıma o barda eski çalışanlarından biri bulmalarını söyleyeceğim ve umarım şansımız yaver gider ve biri ilişkiyi onaylar. | Open Subtitles | الموظفين السابقين في هذا البار وأتمنى أن يؤكد أحدهم العلاقة الغرامية |
Şüpheli, ilişkiyi biliyordu. | Open Subtitles | الجاني يعلم بشأن العلاقة الغرامية |
İlişkiyi herkese yaymakla tehdit etti. | Open Subtitles | هددت بكشف العلاقة الغرامية |
Başa çıkmamız gereken şey bir ilişkiden fazlasıydı. | Open Subtitles | أتفهمينني؟ أعني, بأنه كان عندنا مشكلة أكبر من مشكلة العلاقة الغرامية |
Ben sadece pahalı hediyelerin aldatmayı affedemeyeceğini söylüyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أقول المجوهرات المكلفة لا تعفي العلاقة الغرامية |
O ilişki hiçbir şey ifade etmiyordu. | Open Subtitles | العلاقة الغرامية لم تعني أي شيء |
İlişkinin sonu en baştan belliydi. | Open Subtitles | خاتمة العلاقة الغرامية كانت مكتوبة منذ البداية |
Romantik bir ilişki bunlardan sadece biridir. | Open Subtitles | العلاقة الغرامية هي فقط أحد الأنواع |