tavan arası boşluğu. Yukarı çıkıp barikat kurabiliriz. | Open Subtitles | العليّة في السقف يمكننا أن نعزل أنفسنا هناك |
Rüyamda, tavan arasını temizliyorduk ve eski bir ruh tahtası bulduk. | Open Subtitles | وفي الحلم، كنّا أنا وأخواتي نقوم بتنظيف العليّة حتى وجدنا ذلك اللوح الروحاني من نوع، ويجا |
O yukarda, tavan arasında ... kutuların birinin içinde olmalı. | Open Subtitles | لابد أنها في العليّة في أحد هذه الصناديق في أحد هذه المئات من الصناديق |
Evin düzenlemesi neredeyse bitti. Çatı katını neredeyse tamir ettim. | Open Subtitles | المنزل يوافق شروط الولاية، وكدت أن أنتهي من إصلاح العليّة |
İkimizde Çatı katındaki odanın yatağında sperm lekesi bok ve kan olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا نعلم أن ملاءات السرير في تلك العليّة ملطخة بالسائل المنوي و دم |
Kızı 20 yıl sonra tavan arasında kendini astı. | Open Subtitles | قامت ابنته بشنق نفسها في العليّة بعد 20 عاماً |
Depo yeri arıyorsanız, oldukça büyük bir tavan arası mevcut. | Open Subtitles | إن كنت تبحثين عن اماكن تخزين، هناك منطقة في العليّة تفي بالغرض. |
tavan arasından ayrılamıyor. Daha evvel taşındırmayı denemiştim. | Open Subtitles | لا تمكنها مغادرة العليّة سبق وحاولت نقلها مرّة |
Odayı boşalttığını duyunca tavan arasının benim için güvenli olacağını düşündüm. | Open Subtitles | تبيّنت أنّه بعد إخلاء العليّة فإنّها ستكون منطقة آمنة |
İstersen tavan arasında kristal bir küre var mı diye bir bakayım. | Open Subtitles | حسنٌ، هل أذهب وأتفقّد العليّة لأرى إن كانت هناك كرة بلّوريّة؟ |
Bunların hepsini tavan arasındayken çizdi. | Open Subtitles | كانت ترسمهم طيلة الوقت الذي قضته في العليّة |
Hatta tavan arasından bile ayrılamaz. Ufak bir sınır büyüsü yaptırdım. | Open Subtitles | بالواقع لن يغادر العليّة قطّ إذ دبّرت لتعويذة حدوديّة بسيطة |
Beni tavan arasına da tıksan zihnimi, nazik bir çocuğunkine de çevirsen bir ruh kazanmak için çırpınan o küçük karanlık boşluğu göreceğim hep. | Open Subtitles | حتى لو أبقيتني حبيسةً في العليّة وأعطيتني عقل طفل وديع فسأظلُدائمًا.. |
tavan arasında koşturuyorlardı, beni çileden çıkardılar. | Open Subtitles | يهرلون وراء بعضهم في العليّة ويدفعونني للجنون |
tavan arasında başka şeylerde var. | Open Subtitles | هناك مجموعة أخرى من الصور في العليّة |
Onu tavan arasında yalnız bırakmamalıydık. | Open Subtitles | ماكان يجب أن نتركها لوحدها في العليّة |
Örneğin daha iyi bir faiz oranından faydalanmak için evinizi yeniden finanse ederseniz belki de Çatı yalıtımı için para artırabilirsiniz. | TED | فمثلًا، إذا أعدت تمويل رهن منزلك للتمتع بمعدل فائدة أفضل، فربما يمكنك استخدام مدخراتك لعزل العليّة. |
Kit oraya gidemez çünkü Çatı arasının kapısını kilitledim. | Open Subtitles | حسناً، إنَّ القطة لا يمكنها الدخول لأنني قفلت باب العليّة |
Sadece iki tane: Yosel ve Haim. Çatı katında kilitliler. | Open Subtitles | فقط اثنين , يوسم و خايم انه مغلق عليهم في العليّة |
Evet, Çatı katının kötü olduğunu sanıyorduk. | Open Subtitles | أجل اعتقدنا أن العليّة كانت اختياراً خطأ |
Fotokopiler ve resimler Çatı arasında bulduğumuz bu kitaptan çekilmiş. | Open Subtitles | نسخ مصوّرة وصور من هذا الكتاب وجدناها في العليّة |