Ve bu gerçekten sanal gerçeklikte mimari hakkında dans eden birisi. | TED | وهذه حقيقة أحد ما يرقص في فن العمارة مستخدماً الواقع الافتراضي |
İşte o an senelerdir gördüğüm mimari eğitimim yardımıma koştu. | Open Subtitles | وهنا حيث أتت كل سنين عملي في العمارة كي تساعدني |
Bir yapı inşa edebilmelisiniz, çünkü mimari en nihayetinde inşa etme sanatıdır. | TED | تحتاجُ لأن تكون قادرًا على تشييد مبنى. لأن العمارة في النهاية هي فن تشييد المباني. |
Bu örnekler gösteriyor ki mimarlık ve tasarım karmaşık problemleri çözecek güce ve araca sahip. | TED | وتظهر هذه الأمثلة أن العمارة والتصميم لديهم السلطة والوكالة لمعالجة المشاكل المعقدة. |
Bilirsiniz, benim alanımda mimarinin sosyal ilişkileri ilerletmek için her şeyi yapıp yapamayacağı hakkında bir tartışma söz konusu. | TED | كما تعلمون، في مجالي، هناك مناظرة حول إن كانت هندسة العمارة قادرة على فعل أي شيء لتحسين العلاقات الإجتماعيّة. |
Çok seksi bir bayanın bina içinde yüksek topuklarla takır tukur dolaşması her zaman hoştur. | Open Subtitles | إنه دائماً ممتع أن يكون لدينا أمرآة جذابة تجول العمارة بكعب عالاً |
Şu Sovyet mimarisinden çıkan binayı bilirsiniz. Bu muhafazadır. | TED | تعلم؟ أسلوب العمارة السوفيتي لهذا المبنى هو التقليد المحافظ |
mimari topluluklar için barınacak bir yer inşa eden sanattır. Sadece bireyler için değil -- topluluklar ve toplumlar için. | TED | لأن العمارة هي الفن لتشييد المأوى للمجموعات، ليس فقط للأفراد، المجموعات والمجتمع ككل. |
mimari, bu değişimlerin inşa edilen ifadesidir. | TED | العمارة هي التعبير البنائي لهذه التغيرات. |
Ve bu da şudur; mimari sadece ihtiyaç ve gereksinimlere değil, aynı zamanda arzulara -- evet, arzulara -- hayallere ve tutkulara da cevap verir. | TED | وهذه الحقيقة هي أن العمارة لا تلبي الاحتياجات فقط، لكن أيضًا الرغبات، نعم الرغبات، الأحلام والطموحات. |
mimari ve tasarımda birçok program geliştirilmiş daha iyi bir hayat için daha iyi tasarıma doğru yönelen. | TED | كان هناك الكثير من البرامج في العمارة والتصميم التي كانت عن توجيه الناس في الاتجاه لتصميمٍ أفضل لأجل حياة أفضل. |
Size ölüm ve mimari hakkında bir hikaye anlatmak istiyorum. | TED | أود أن أحكي لكم قصة عن الموت وفن العمارة. |
Maalesef, sanal gerçeklik hakkında konuşmak, mimari hakkında dans etmeye benziyor. | TED | لسوء الحظ، فإن الحديث عن الواقع الافتراضي كالرقص في فن العمارة! |
Ayrıca mimari vasıtasıyla aidiyeti ve toplumu ifade etmenin daha pek çok yolu var. | TED | كما أنّ هناك الكثير من الطرق الأخرى للتعبيرعن الانتماء وحسّ المجتمع من خلال العمارة. |
mimari, etrafında insan hayatı dönen bir eksen değildir fakat beşeri faaliyetlere fikir verebilen ve hatta onu yönlendirebilen güce sahiptir. | TED | ليست العمارة هي المحور الذي تدور حوله كامل الحياة البشرية، ولكنها تمتلك القدرة على اقتراح وحتى توجيه النشاط البشري. |
Söylemek istediğim, mimarlık için şimdi bir şeyleri sadece temsil etme değil, "şey"leri tekrar yapma zamanı olduğudur. | TED | ما أعنيه بذلك هو أن الوقت قد حان لأن تعود العمارة إلى فعل الأشياء, لا أن تكتفي بتمثيلها. |
23 yaşındayım Pratt'e gidiyorum, mimarlık okuyorum bunu söylemiştim... | Open Subtitles | عمري 23 سنة أذهب لمدرسة برات أدرس فن العمارة لقد أخبرتك بذلك لتوّي |
Ama bildiğiniz üzere inşa etmek, mimarinin muhteşem olmasının sebeplerinden biridir. | TED | لكن وكما تعلمون، البناء بطبيعة الحال هو أحد الأساب التي تجعل العمارة مدهشة. |
bina görevlileri bir aylık tatile çıktı ve Dwight ise yerlerine birini almak için çok cimri. | Open Subtitles | حارس العمارة في اجازة هذا الشهر, و دوايت بخيل جدا لتعيين بديل. |
- Hayır, çoktan kontrol ettim. O binayı yıkmışlar. | Open Subtitles | لا ، أنا بالفعل تحققت لقد هدموا تلك العمارة السكنية |
Sürekli, şu uzun binaya da bak! | Open Subtitles | أنتي مثل، أوه، أنظري في تلك العمارة العاليةِ؟ |
Bir yerin bize bir şeyler bahşetmesi için, o yerin mimarisi de bahşedici olmalıdır. | TED | ولكي يستطيع مكان أن يعطي، فعلى العمارة أن تكون قادرة على العطاء أيضا. |
Amerikan Yerlileri ile Güney Pasifik mimarisinin hava fotograflarını topladım; sadece Afrikalılarınkiler fraktaldı. | TED | بدأت بجمع صور فضائية لفن العمارة لسكان أمريكا الأصليين و جنوب المحيط الهادي, وحدها العمارة الافريقية كانت تحوي كسريات. |
Fakat asıl önemli olan mimaride Gothic dönemi, biçim açısından kuvvet ve hareketin birlikte düşünüldüğü ilk dönemdi. | TED | لكن ما كان مهم هو، أن لحظة ظهور العمارة القوطية كانت أول مرة يتم التفكير في القوة والحركة من خلال الشكل المعماري. |
Bu değişim, Fransa'da 1137'de Saint Denis Manastırının inşasıyla birlikte mimariye kadar uzadı. | TED | امتد هذا التحول إلى العمارة مع بناء دير سانت دينيس في فرنسا في 1137. |