"العملات المعدنية" - Translation from Arabic to Turkish

    • bozukluk
        
    • bozuk
        
    • madeni para
        
    • Madeni paralar
        
    • kuruş
        
    Ayrıca açıkta gördüğü kıç çatallarına bozukluk sıkıştırdığını itiraf etti. Open Subtitles إعترف كذلك بإسقاط العملات المعدنية في المؤخرات المكشوفة أُغلقت القضية
    Babama da biraz bozukluk ve bir bardak şarap verdi.. Open Subtitles أعطى لوالدي بعض العملات المعدنية وقدح من النبيذ
    bozukluk para sihirbazı hayatınızı değiştirecek. Daha iyiye! Open Subtitles ساحر العملات المعدنية سيغير حياتكم للأفضل
    Bana avuç avuç bozuk para atman da pek işe yaramayacaktır. Open Subtitles حسنًا، رمي مقدار قليل من العملات المعدنية عليّ، لن يفي بالغرض.
    Bu kemikler madeni para gibi çıkmak istiyorlar. Open Subtitles هذه العظام تضرب مثل العملات المعدنية لتهاجم مجلسا
    Şahsen Madeni paralar ve eski kağıtlardan daha sıkıcı bir şey düşünemiyorum. Open Subtitles شخصياً، لم أفكّر في أيّ شئ أكثر مللاً من العملات المعدنية والأوراق القديمة هل أنتِ وحيدة ؟
    Tek suçum birkaç kuruş çalmaktı. Önemsiz bir hırsızım ben. Open Subtitles سَرقتُ بضعة العملات المعدنية فقط أي لصّ تافه
    Bunlar da kadınlar tuvaletinden arakladığım, 13 dolarlık bozukluk. Open Subtitles وهذه حوالي 13 دولار من العملات المعدنية التي أخرجتها من الآلة في غرفة السيدات
    Kâğıt param yoktu. 14 tane bozukluk saymam gerekti. Open Subtitles لم احصل على نقود مفردة فكان عليّ ان أعدّ 14 دولار من العملات المعدنية
    Bir şeye ihtiyacın olursa... masanın çekmecesinde... 50 mark ve biraz bozukluk bulabilirsin. Open Subtitles لو احتجتِ أي شيء آخر. ستعثرين على 50 مارك وبعض العملات المعدنية في درج الطاولة هناك.
    Ne zaman mağazadan bozukluk alsam sizin kalçalarınız aklıma geliyor, parayı oraya atmak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles "في كل مرة أحصل فيها على العملات المعدنية بأحد المحلات" "لا يمكنني الإنتظار لأضعها بمؤخراتكم"
    "Sanırım bir gün bir bankaya tamamen bozukluk almaya gideceğim. Open Subtitles أعتقد بأنني سأذهب إلى المصرف" "و سأحضر الكثير من العملات المعدنية
    Cebinize uzanın ve biraz bozukluk çıkarın. Open Subtitles حملة (ماكاليستر) تظن أن (إيب لينكولن) منحرف أدخلوا أيديكم في جيوبكم و أخرجوا بعض العملات المعدنية
    - Sende bozukluk var. Open Subtitles -معك العملات المعدنية .
    Ceplerinde bir hayli bozuk para taşırdı. Yürürken şıngırdardı. Open Subtitles كان يحمل معه الكثير من العملات المعدنية في جيبه وكانت تصدر صوتا كلما يمشى
    Cebinde on dolarlık bozuk parayla dolaşırdı Irak'la telefon konuşması yapması gerekirse diye. Open Subtitles ذلك الرجل كان يمشى و معه 10 دولارات من العملات المعدنية في حال إضطر أن يقوم بإتصالاً إلى العراق أو ما شابه
    Unutma; yarın. bozuk para getir de oyun oynarız. Open Subtitles إنه غدا، كذلك لا تكون متأخّر وإجلب العملات المعدنية للعب ألعاب العملة المعدنية
    madeni para Fuarını peşinde olduklarına dair elimizde kanıt yok. Open Subtitles ليس لدينا دليل على أنّ هدفهم معرض العملات المعدنية
    Her maddeye değil. madeni para sevgime ortak olmayabilir. Open Subtitles حسنٌ, ليست جميع المواصفات أعني هي لايجب أن تُشاركني حب العملات المعدنية
    Ağzına madeni para koyun, onu arındırın ve onurlu biçimde huzura erdirin. Open Subtitles -و قم بغسله -و ضع العملات المعدنية فى فمه و قم بالباقى على نحو مشرف
    Bak, Madeni paralar hakkında biraz bilgim vardır, ve bu bebek bir koleksiyoncu için bir anlam ifade ediyor. Open Subtitles أنظري، أنا أَعْرفُ قليلاً حول العملات المعدنية وهذا الطفل الرضيع يساوي شيءً إلى جامع
    Bu Madeni paralar artık hiçbir değer barındırmıyorlar ama çok daha önemli bir şeyi barındırıyorlar. Open Subtitles هذه العملات المعدنية لا تحمل قيمة الآن بل تحميل شيئًا أكثر أهميةً
    Efendim, aletlerim var, birkaç kuruş ederler, onları alın. Open Subtitles . هنا . هنا ، سيدي ، أدواتنا . هي تساوي بعض العملات المعدنية ، خذهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more