"العمل في" - Translation from Arabic to Turkish

• iş
• çalışmak
• işleri
• çalışmaya
• çalışmayı
• işe
• işten
• daki işi
• çalışma
• işler
• işine
• işinden
• deki işi

Bunun Florine'le hiçbir ilgisi yok. Burada iş yapmaya devam etmeliyim.
ليس لـفلورين أي علاقة بهذا لازلت أحتاج العمل في هذه القرية

Bu arada ben de iş ortamında kimse ile temasa geçmediğimi belirtmek isterim.
للإشارة , انا لم أخض مع اي احد في العمل في اي فرصة

Senin gibi ateşli bir piliç nasıl olurda, Savunma bakanlığında çalışmak ister ?
كيف لجميلة مغرية مثلك ان ينتهي بها الحال فى العمل في وزارة الدفاع؟

İşe zamanında gidip gelmemizi sağlayan bir makine. Günlük işleri sabitleştirmek ve ileride ne olacağımızı öğrenebilmek istedimiz için hepimiz suçluyuz.
إنها آلة لتوصلك وتعيدك من العمل في وقتك. ونريد كلنا أن يكون الروتين منتظمًا وأن نعرف جميعًا ماذا سيحدث لاحقاً

- Lütfen üzerinde çalışmaya devam et. - Tamam, edeceğim.
من فضلك واصل العمل في هذا الشأن أجل ، سأفعل

Genellikle atölyemde çalışmayı severim, fakat yağmur yağdığında ve garaj yolu bir ırmağa dönüştüğünde işte o zaman buna bayılırım.
انا عادة احب العمل في متجري لكن عندما تبدء الامطار بالهطول و تتحول الطرقات الى انهار فانني بالفعل احب ذلك

Her sabah işe gidiyor, ve her gece eve geri geliyor.
لقد ذهب الىى العمل في الصباح وعاد الى المنزل في المساء

İşten sonra hep şehir kulübünde takıldığını söyledi. Belki de oradan bir geçebiliriz.
لقد قال بأنه يخرج ليرفه عن نفسه بعد العمل في نادي السوبر سيتي

Annen bana NewYork tan bir iş teklifi aldığını söyledi.
والدتك أخبرتني أنك حصلت على عرض بهذا العمل في نيويورك

Bu konuyla ilgisizdi. Bu iş en kısa zamanda bitecek.
هذه نقطة أخرى أريد أن يبدأ في العمل في الحال

Ve iyi niyet göstergesi için de, size çamaşırhanede bir iş ayarladım.
بالواقع، كعرض ذي حسن نية أولي، لقد رتبت لك العمل في الغسيل.

Çevremle uyum içinde çalışmak yerine, ona karşı çalışıyordum.
بدلا من العمل في انسجام مع بيئتي، كنت أعمل ضدها.

Gerçek bir laboratuvarda çalışmak harika bir imkandı, nihayet projeme başlayabilmiştim.
على كل حال, كانت تجربة العمل في مختبر حقيقية تجربة رائعة .حيث تمكنت أخيراً من بدء مشروعي

Çinli işçiler fabrikalarda sadece bizim açgözlü iPod isteklerimiz yüzünden çalışmak zorunda kalmıyorlar.
العمال الصينيون لا يجبرون الى العمل في المصانع بسبب رغبتنا الجشعة لأجهزة اي بود.

Özürlerimi sunuyorum ama yerli halk dışarısını hallediyor o yüzden biz de işleri kısa ve kanlı tutalım.
إعتذاراتي لكن السكان المحليون ينهون العمل في الخارج لذلك دعنا ننهي الأمر دموياً

Henüz kimse bilmiyor ama, Darryl çoktan Philly de çalışmaya başladı.
لا أحد يعلم بعد لكن داريل بالفعل بدأ العمل في فيلي

Bizi senin davan üzerinde çalışmayı engelleyecek şeyleri söylemek istemiyorsun.
لن تبدأ بإخبارنا كل شيء يمنعنا من العمل في قضيتك

Bilirsin, her zaman güzel bir hikayeyi işe tercih ederim.
تعرفين بأني أنتقي قصة جيدة أثناء العمل في أي يوم

Peki bu işten kurtulmayı hiç düşündün mü bilirsin, seks işi?
إذن، أسبق وفكّرتُ في الخروج من، أنتِ تعرفين، العمل في الجنس؟

Denver'daki işi de yine aynı sebepten kabul etmedin!
وأنه نفس السبب الذي جعلك ترفض العمل في دينفر

Bu çalışma hâlâ ilk aşamalarında fakat vadettiği umut gerçek.
ما زال العمل في مراحله المبكرة ولكن نتائجه واعدة وحقيقية.

Ve Hindistan'da büyük işler yapmış olan bir enformasyon yardım kurumum var ('Safepoint' logosu ekranda).
ولديّ مؤسسة خيرية للمعلومات التي قامت بحجم ضخم من العمل في الهند.

Fabrika işine benzemiyor ama hiç yoktan iyidir.
صحيح أنها ليست مثل العمل في المصنع ولكنها أفضل من لاشيء

Tahminlere göre Amerikalı işçilerin yüzde 47'si 20 yıl içinde işinden olabilir.
فإنه يقدر بأن 47 بالمئة من العاملين الأمريكيين يمكن أن يصرفوا من العمل في العشرين سنة القادمة.

Miami'deki işi kabul ettiğinde sen beni terk ettin.
انت تركتني عندما قبلت بذلك العمل في ميامي