"العمياء" - Translation from Arabic to Turkish

    • kör
        
    • körü körüne
        
    • koşulsuz
        
    • göremeyen
        
    Korkularımız da bizi kemer sıkma politikasının kör kuyusuna itti. TED و مخاوفنا قادتنا إلى الثقة العمياء في عقيدة من التقشف
    Dediklerinden yola çıkılırsa; kör halkta da hassas bireyler var. Open Subtitles لك انت , ايضاً, يوجد هذا الاحساس تداخل الافراد العمياء
    Dilenciler, hırsızlar bu cennette su kenarındaki kör kaplanlar balıkçılar ve de düşünürler. Open Subtitles المتسولين، اللصوص هنا فى الفردوس النمور العمياء على الميناء السماكين والمنشقين هو وهى
    Ve bu benzer ön yargı, bu aynı kör nokta 90'larda da devam etti. TED وهذا الانحياز هذه النقطة العمياء استمرت جيدا حتى التسعينات
    Hatta aynı kör nokta yüz tanıma teknolojisinde farklı insanların yüzlerini ne kadar iyi tanıdığımız konusunda bugün de devam etmektedir. TED و نفس النقطه العمياء استمرت لليوم كيف ندرك جيدا وجوه الناس المختلفة في تكنولوجيا نظام التعرف على الوجه
    Ve bunu yaparken, yapay zekânın daha fazla büyüteceği birçok kör nokta ve ön yargı yarattım. TED و بهذا كنا نخلق المزيد من النقط العمياء و التحيزات يمكن أن يضخمها الذكاء الاصطناعي
    Ama aynı zamanda daha bilinçsiz önyargılarımız ve kör ışıklarımız altında daha karmaşık bir şeylere de işaret ediyor. TED ولكن هذا أيضا عن شيء أكثر تعقيدا: لدينا التحيزات الخاصة اللاواعية والبقع العمياء.
    Yani, planlama bu kör noktaları içerir. TED لهذا السبب، يعاني التخطيط من هذه النقطة العمياء.
    Evet, doğru. Gittiğini yöne bakmayı kes, dön, kör noktanı kontrol et ve nereye gittiğine bakmadan sürmeye devam et. TED أن تتوقف من النظر أين ذاهب, تدير نفسك لتتفقد البقعة العمياء جانبك و أن تقود في الطريق بدون أن تنظر أين تسير
    Görsel korteks: ışığı, görsellere çevirirken kör noktaları, çevredeki diğer bilgilerle dolduruyor. TED عندما تعالج الباحة البصرية الضوء إلى صور مفهومة، تقوم بملء هذه البقع العمياء بالمعلومات من المناطق المحيطة.
    Diğer yandan, dünyaya bakışınızdaki kör noktaları ortaya çıkarabilir. TED ويمكنها أن تظهر أيضا البقع العمياء الموجودة في الطريقة التي كنت تنظر بها إلى العالم.
    Mesela orkestralara yönelik 'kör seçim' adı verilen seçimlere bakalım. TED علينا النظر في تجربة أداء الأوركسترا العمياء كمثال.
    Ama hikaye, onun da kör noktaları olduğunu ve şeytanı basitçe kabullenmenin oğlanı şeytanın kontrolünden muhafaza olmayacağı anlamına gelmez der. TED لكن تكشف القصة أن لديه نقاطه العمياء الخاصة وتشير ببساطةٍ إلى أن إدراك الشّر لا يعني إعفاء نفسه من التفحّص.
    Halbuki bu kör noktalarımızı onaracak olanağa ve yeterliliğe sahibiz. TED ولكن لدينا الفرصة والقدرة لتصحيح هذه النقاط العمياء.
    Sıra bizde. Burası kör nokta. Open Subtitles نحن القادمون يا أولاد هذه هى البقعه العمياء
    Dünyadaki kör kadınlar şampiyonu mu olmak zorundayım? Open Subtitles هل أنا مضطرة لأكون بطلة العالم العمياء ؟
    O, kızların gözünün içine bakınca bir kör kızı bile kendine aşık eder. Open Subtitles فهو عندما ينظر في عيني الفتاة ستغرم به الفتاة العمياء أيضا
    Seninki gibi kör bir cesaret diğerleri için rahatsızlık. Open Subtitles .. الشجاعة العمياء لدى أشخاصٍ مثلك لا تُسفر إلا عن متاعب للآخرين
    Evet. kör bir tavuk bile yerden mısır toplayabilir. Open Subtitles أجل، حتى الدجاجة العمياء ستلتقط بعض الذرة
    Kavşaktaki eski evde yaşayan kör kız. Open Subtitles الفتاة العمياء التي تعيش في البيت القديم عند تقاطع الطرق
    Milgram kötülüğü şöyle ölçüyor, insanların otoriteye körü körüne uyma isteği ve 450 volta kadar çıkması. TED إذن ميلجروم يقدر الشر بالكم للتعبير عن استعداد الناس لتقديم الطاعة العمياء للسلطة، واستخدام أقصى قوة صعق عند 450 فولت.
    Biraz psikoz, ahlaki sorumsuzluk, koşulsuz itaat, hepsi gerekli. Open Subtitles بعض الهوس ، انعدام الخُلق ، الطاعة العمياء كلها مطلوبة
    Cansızdı, tıpkı göremeyen bir göz gibi. Open Subtitles كان ميت, كالعين العمياء تماماً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more