Yabanmersinli kek aldım ve hala sıcaklar. | Open Subtitles | ، لقد أحضرت كعك العنب البري وكلهم لازالوا دافئيين |
Şey, yabanmersinleri çok güzeldi, onlarla bir şeyler yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | العنب البري كان جميل للغاية,لذا قمت بشيء ما معهم العنب البري كان جميل للغاية,لذا قمت بشيء ما معهم |
Atomlar Dünyanın içindeki yaban mersinleri gibiyse, çekirdek ne kadar büyük olurdu? Fen dersinizde atomun eski çizimlerini hatırlıyorsundur | TED | حسنا، إذا كانت الذرات مثل العنب البري في الأرض، ما مدى كبر النواة إذن؟ قد تتذكرون الصور القديمة للذرة من صف علومكم، |
- Daha çok bir bektaşi üzümü gibi. - Owen. | Open Subtitles | بل أقرب إلى العنب البري - أوين - |
Sana dediğim gibi, yaşamımı değiştirdin -- artık çok çok Yaban mersini yiyorum. | TED | والآن، لقد أخبرتك أنك غيّرت حياتي -- حاليا آكل الكثير من العنب البري. |
Atom çok, çok, çok küçüktür. Greyfurtun içindeki atomların Dünyadaki yaban mersinleri gibi olduğunu düşün. | TED | الذرة هي حقا صغيرة جدا. فكروا في ذرات الليمون الهندي مثل العنب البري بالنسبة للأرض. |
Yarın markete gittiğinde, Yaban mersini almayı unutma. | Open Subtitles | حينما تذهبين إلى المتجر غدا لا تنسي أن تحضري بعض من العنب البري |
Yaban mersini çalısı gördüm orada. | Open Subtitles | رأيت بعض أشجار العنب البري هناك. |