Özetle, güzel ve dışarıda bir yerde yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | الخلاصة: أنني أريد العيش في مكان جميل في الخارج |
Seninki gibi bir aileyle böyle bir yerde yaşamak. | Open Subtitles | العيش في مكان مثل هذا مع عائلة مثل عائلتك |
Gerçekten bu gezegenin bir parçası olan bir yerde yaşamak güzel olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الجميل العيش في مكان يكون جزءاَ من كوكب الأرض |
Sanıyorum ki bence asıl soru, eğer mümkün olsaydı, başka bir yerde yaşamayı ister miydin? | Open Subtitles | أعتقد أن السؤال الحقيقي هو لو سنحت الفرصة، هل تفضلون العيش في مكان آخر؟ |
Açıkçası asıl soru şu, eğer fırsatınız olsa başka bir yerde yaşamayı tercih eder miydiniz? | Open Subtitles | أعتقد أن السؤال الحقيقي هو لو سنحت الفرصة، هل تفضلون العيش في مكان آخر؟ |
Şey, ben olsam birinin öldürüldüğü bir evde yaşamak istemezdim. | Open Subtitles | أنا لم أكن لأرغب في العيش في مكان قد قتل فيه أحدهم |
Tarihin bana gülebileceği ve gönlümce olabileceğim bir yerde yaşamak istiyordum. | Open Subtitles | وأصمم الملابس أردت العيش في مكان حيث أتجرّأ على أن أكون محظوظة وأعيش حياة صاخبة |
Onlara yakın güvenli bir yerde yaşamak istersen, anlarım dedim. | Open Subtitles | قلت اذا اردتِ العيش في مكان اكثر آمناً قريبا منهم, سأتفهم |
Kim böyle bir yerde yaşamak ister ki? | Open Subtitles | من يريد العيش في مكان كهذا؟ |
Garip bir yerde yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد العيش في مكان غريب |
Neden başka bir yerde yaşamak isteyeyim ki? | Open Subtitles | ولما أريد العيش في مكان أخر ؟ |
Ben daha sessiz bir yerde yaşamayı tercih ederdim Ay gibi mesela. | Open Subtitles | أفضّل العيش في مكان آخر أكثر هدوءاً مثل القمر |
Çok basit bir şekilde anlatırsak, başka bir yerde yaşamayı düşünemiyoruz. | Open Subtitles | خلاصة القول أن هنالك حقيقة بسيطة هي أنه لا يمكننا العيش في مكان آخر |
Julia, başka bir yerde yaşamayı hiç düşündün mü? | Open Subtitles | جوليا، هل فكرت في العيش في مكان آخر |
Böyle bir evde yaşamak iyi karma olacaktır. | Open Subtitles | كارما جيدة هي العيش في مكان كهذا |