Tamam, geçen hafta birilerinden duyduğum çikolatadan evde yaşama fantezini düşünerek sormuştum zaten. | Open Subtitles | حسنٌ، أنا أتذكر فقط بأن شخص ما كان خياله هو العيش في منزل شكولاتة. |
- Niye? Çünkü dolu silahlarla karma okul bir evde yaşama tam olarak hayattaki amacım değildi. | Open Subtitles | ربما العيش في منزل أخوية مختلط بأسلحة محشوة لم يكن بالضبط هدف حياتي. |
İnsanın ailesinin bu kadar yıldır yaşadığı bir evde yaşamak çok ilginç. | Open Subtitles | إنه لمثير العيش في منزل .. الذيأنتوعائلتكعشتوافيه,ماذا. |
Biliyor musun, çok komik, ben hep beyaz bahçe çitli bir evde yaşamak isterdim. | Open Subtitles | هذا مضحك. دائما أحببت العيش في منزل بأسوار بيضاء. |
Nasıl bir evde yaşamak istiyorum... 2 katlı küçük bir evde yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | أي نوع من المنازل أرغب بالعيش فيه أريد العيش في منزل صغير يحمل قصتين |
Belki de yüzüğü satıp kocaman ve görkemli bir evde yaşamayı planladınız. | Open Subtitles | ربما أذاً، تريد بيع الخاتم ليمكنك العيش في منزل فخم وكبير |
Böyle bir evde yaşamayı nasıl karşılayabiliyorsunuz, Simpson? | Open Subtitles | كيف تتحمّل تكلفة العيش في منزل كهذا يا (سمبسن)؟ |
Bu sanki orta-yüzyıl modası ile döşenmiş çok pahalı modarn bir evde yaşamak gibi. | Open Subtitles | انه يشبه كثيراً العيش في منزل عصري جداً بتشطيبات حديثة. |