"العيش معها" - Translation from Arabic to Turkish

• Onunla yaşamak
• onunla yaşamayı
• birlikte yaşamak
• beraber yaşamak
• yaşayamayacağım
• onunla yaşamaya

İşveli sözlere hiç gerek yok. Onunla yaşamak bir cehennemdi.
لا جدوى من المجاملة، لقد كان العيش معها محض جحيم.

Eminim Onunla yaşamak kolay değildir, ama...
أنا واثقة أنه ليس من السهل العيش معها, ولكن..

Onun baş belası olduğunu düşünüyorsan bir de onunla yaşamayı denemelisin.
.لوتظنأنهامزعجة. حاول العيش معها

Öyleyse onunla yaşamayı tercih etmez misin?
إذاً لا تفضل العيش معها ؟

Bu kimsenin birlikte yaşamak istemeyeceği davetsiz misafirlerden bir tanesi.
إنَّهادخيلةمدنية، لا يُريد أحد العيش معها

Sen de madem doğru söylemeyi bu kadar seviyorsun suçu benim üzerime atmak yerine, Amy'e birlikte yaşamak istemediğini söylesene.
(و بما انك تحب الحقيقة جدا، لماذا لا تخبر (ايمى انك لا تريد العيش معها بدلا من القاء اللوم على

Gizlice bir kızla buluşurdu ve onunla beraber yaşamak istedi.
لقد تعرف على فتاة بالخفية وأراد العيش معها

Bu bütün hayatım boyunca yaşayacağım bir gerçek. Fakat daha fazla yaşayamayacağım bir gerçek var...
لكن هنالك حقيقة اخرى لا يمكنني العيش معها

Juilliard'a gidene kadar onunla yaşamaya...
بدا مصراً للغاية على العيش معها

Kolejden en iyi arkadaşım orada yaşıyor. Onunla yaşamak için gidiyorum.
لى صديقة من المدرسة هناك سأذهب إلى العيش معها

- En azından Onunla yaşamak zorunda değilsin.
-على الأقل أنت لست مجبراً على العيش معها

Bir süre Onunla yaşamak istersen.
عندما تشتريها وتحاول العيش معها لفترة

Annem Álvaro'dan ayrılmıştı. Onunla yaşamak isteyip istemediğimi sordu.
(أمي تركت (لافرو سألتني لو أردت العيش معها

Bir de onunla yaşamayı dene.
حاول العيش معها

Ama onunla birlikte yaşamak da hiç kolay değildi.
بالاضافة الى أن العيش معها لم يكن سهلاً

Betsey ve sen aynı yaştasınız galiba, birlikte yaşamak güzel olmalı?
أنت و (بيتسي) في نفس العمر يبدو أنه من الجميل العيش معها

Mükemmellikle beraber yaşamak kolay değildir, normal zekaya sahip olan biri için bile.
العظمة يصعب العيش معها حتى بالنسبة للطبيعيين

Sanırım O'na beraber yaşamak istemediğimi söyledim.
أعتقد أنني أخبرتها للتو أنني لم أرد العيش معها.

Birlikte yaşayamayacağım şey Gloria değil ki.
ليست غلوريا التي لا أستطيع العيش معها

Pete onunla yaşamaya başladığında konuşamıyordu, sonra taklit ile öğrendi.
(بيت) لم يتكلم حينما بدأ العيش معها وبعد ذلك أخذ يقلدها