"العُمدة" - Translation from Arabic to Turkish

• Belediye
• başkan
• Şerif
• Başkanlığı

Meclis üyesi Anslinger. Eski polis, yeni Belediye başkan adayı.
الشرطي السابق ، و العُمدة المُقبلة ، رجل ذو حصانة.

Eski polis, yeni Belediye baskan adayi. Adam dokunulmaz.
الشرطي السابق ، و العُمدة المُقبلة ، رجل ذو حصانة.

Belediye başkanı gelişmeleri istiyor.
العُمدة يطلب آخر المُستجدّات. ماذا هناك؟

Şerif ve Melissa ölecek o yüzden onlara yardım etmeye çalışacağım.
العُمدة و"مليسا" سيكونا ميتين لذلك فسوف أحاول مساعدتهم

Belediye Başkanlığı mevkii herkese açık durumda ve Meclis Üyesi Ed Griffin bugün adaylığını açıkladı.
- الـمـوسـم الثـّانــي الــقــــاتــــل مكتب العُمدة مُتاح، وعُضو مجلس المدينة (إد جريفين) يسعى للمنصب بكلّ حزمٍ.

Belki Belediye başkanını bu işe dahil edebilirim. ...One PP'de senin için kapıları açar.
لربّما بإمكاني جعل العُمدة يُشارك بالأمر، وأفتح الأبواب لكِ في مقرّ الشُرطة الرئيسي.

İşte buradasınız, reis bey. Belediye binasında değilsiniz.
ها أنت هُنا يا حضرة العُمدة ولست موجوداً في قاعَة البلدة.

Sonra birileri gazeteye Belediye başkanının yolsuzluk yaptığına dair bilgi sızdırdı.
ثمّ قام شخص بالتسريب للجريدة معلومات تُورّط العُمدة في فساد.

Belediye başkanı sayılırım.
أنا آتي هنا طوال الوقت، أنا عملياً العُمدة

Belediye başkanı, kralın yeni elbisesini giyebilecek tek kişiydi.
العُمدة كانَ الوَحيد الذي يقدِر على ارتِداء مَلابسَ الإمبراطور الجَديدة.

O'Shea'nın Belediye başkanı olma ihtimali sıfıra indi.
إحتمالات تولى أوشيها منصب العُمدة فى خطر

Ama geçen yaz Belediye başkanı onu amirliğe terfi ettirdi.
لكن الصيف السابق، قام العُمدة بإيصاله إلى مرتبة القائد.

Karşılıklı sözü tahmin ettiğim anlama geliyorsa desteğim karşılığında sizden ve yeni Belediye başkanından ne alacağım?
حسناً ، بإفتراض أننى قد فعلت هذا الأمر على ماذا سأحصل أنا منك فى المُقابل ؟ ومن العُمدة الجديد من أجل دعمى ؟

Belediye başkanını ben öldürmüş olsam sen ne yapardın?
، إذا كُنت قد قتلت العُمدة فماذا كُنت لتفعل ؟

Belediye Başkanını bulduğumuz ahır hakkında yazıyormuş.
كتبت عن الحظيرة التي وجدنا العُمدة مقتولاً فيها.

Belediye başkanı olmadığınızı görmek için sabırsızlanıyorum.
لا أستطيع الإنتظار حتى أرى أنك لن تكون العُمدة بعد الأن.

Belediye başkanının ofisiyle iletişime geçilmesini istiyorum.
أحتاج لشخصاً ما لأتواصل معه من مكتب العُمدة

Şimdi, sevgili başkan, Eğer gözlerini kaybetmek istemiyorsan...
والآن، أيها العُمدة العزيز، إنكنتتريدأنتفقد بصرك ..

Teşekkür ederim başkan, sanırım neler olduğunu biliyorum.
شكراً لك، أيها العُمدة أعتقد بأني أعرف ما هذا.

Şerif departmanı yargıcın arabasını bulmuş.
عثرت مُديريّة العُمدة على سيارة القاضية

Belediye Başkanlığı yarışında yeni bir yarışmacı Bölge Başsavcı Yardımcısı Landon Walker.
المرشح الجديد في السباق لمنصب العُمدة... مُساعد المُدّعي العام (أندون والكر).