şiddet, küfürlü konuşma, yetişkinlere hitap eden içerik... | Open Subtitles | الآن هذا لن يُصبح رائعاً .. نتحدث عن العُنف اللغة الصعبة ، و تلاحم البالغين |
Kimi mahkûmlar yüzleşebileceğimiz en kötü şeyin şiddet olduğunu söylerler. | Open Subtitles | بعض السجناء يقولون أن العُنف هو أسوأ شئ يجب أن نواجهه |
Ya şöyle bir program başlatırsak... şiddet kurbanlarının, mahkûm ya da ekipten... saldırganla etkileşime geçtiği bir program. | Open Subtitles | حيثُ ضَحايا العُنف سواء من المساجين أو المُوظفين يُمكنهُم التفاعُل معَ المُعتدي |
şiddete sadece şartlar çok zorunluyken başvurulur. | Open Subtitles | لا يُستَخدَم العُنف إلاّ تحت أشَّد الظروف |
Güçlü bir insan şiddete şiddetle karşılık vermez. | Open Subtitles | الشخص القوى هو من لا يرد العُنف بالعُنف. |
Eğer yöntemlerini değiştirmezsen, uyuşturucuyu, şiddeti, öleceksin. | Open Subtitles | إذا لَم تُغيِّر طريقةَ حياتِك و تُوقِف المخدرات، و العُنف سوفَ تَموت |
Bir sonraki uygulayacağı şiddet kendisine yönelik olacak. | Open Subtitles | سيكونُ عَمَلَ العُنف القادِم الذي يقومُ بِه على نَفسِهِ |
Ama yapmayacaksın, çünkü Adebisi Querns'e söz verdi, 'de şiddet olmayacak. | Open Subtitles | لكنكَ لَن تَفعَل لأنَ أديبيسي وَعَدَ كورينز بعدَم العُنف في مدينَة الزُمُرُد |
Kayıtlarına baktım. Hepsi de defalarca şiddet olaylarına karışmışlar. | Open Subtitles | راجَعتُ مَلَفاتِهِم، و جَميعُهُم لديهِم حوادِث مُتَكَرِرَة معَ العُنف |
- Geçmişinde şiddet vardı, ama davranışlarını kontrol altında tutmak için ilaç veriliyordu. | Open Subtitles | لديهِ تاريخ مِنَ العُنف لكنهُ كانَ يَتَلقى دواءً للسيطَرَة على ذلكَ النوع مِن التَصَرُّف |
şiddet içermeyen sicilim mahvoldu. | Open Subtitles | سِجِّلي مِن عَدَم العُنف تَدَمَّرَ تماماً |
Evet, duygusuz şiddet... her şekilde ve renkte çıkabiliyor. | Open Subtitles | نعم، العُنف الصَرف يأتي بكُل الألوان و الأشكال |
Eğer yemin ettirmek için şiddet uygularlarsa, nasıl göğüs gererim bilemiyorum. | Open Subtitles | إذَا كانِو سَيستخدِمون وساَئِل العُنف لِيجعَلِوني أقسِم لا أعَرِف كيَف سَأكوِن شُجاع |
şiddet kullanılarak öldürüldüğünü bildiğimiz tek kurban. | Open Subtitles | الضحية الوحيدة التي نحن متأكدين من وفاته نتيجة العُنف |
Yani şiddet suçlarına veya tanıdığınız genç eski mahkumlara bakmalısınız. | Open Subtitles | لذلك يجب أن نبحث عن مٌرتكبي جرائم العُنف أو مُراهين بسوابق تعرفوهم |
şiddet seviyesi düşünülürse, görünür şüpheli de yokken kurbanlardan birinin hâkim olduğu gerçeğiyle birlikte... | Open Subtitles | وبالنظر لمستوى العُنف وبدون أي مشتبه فيهم وحقيقة أن إحدى الضحاياكانقاضياً.. |
Seninle odadayken, şiddete başvurma ihtimali çok düşük. | Open Subtitles | بتواجدكِ في الغرفة، فإنّ هُناك فرصة ضئيلة لإستخدامه العُنف. |
Empire Müzik Yapım Şirketi şiddete sebebiyetle suçlanıyor. | Open Subtitles | مؤسسة الإمبراطورية تم اتهامها بتكريس العُنف |
Hatta okula gitmeden önce de şiddete ve zulme maruz kaldığını biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنه حتى قبل أن تذهبي إلى المدرسَة، كُنتِ تدرسيِن عن العُنف و القُسوة. |
Em City'de şiddeti yok etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أُحاولُ أن أُنهي العُنف مِن مَدينَة الزُمُرُد |
Em City'yi devraldığımdan beri şiddeti bitti. | Open Subtitles | مَنذُ أن استَلَمتُ مدينَة الزُمُرُد، انتَفى العُنف تَقريباً |
Şiddetin kökeni daha derinde, daha karanlıkta mı? | Open Subtitles | هَل أصلُ العُنف أكثَرُ عُمقاً، أكثَرُ شَرَّاً |
Aztekler, kâinatın şiddetle kurulduğuna inanırlardı. | Open Subtitles | الذين اعتقدوا أنَ الكَون خُلِقَ عن طريق العُنف |