Bu ilaç sektörü açısından yeni bir Yağmur ormanı gibi olabilir. | TED | قد تكون الغابة المطيرة القادمة في المصطلح الصيدلاني |
Ancak 40 yıl gibi bir sürede, Dünya'nın en büyük Yağmur ormanı olan Amazon %20 küçüldü. | Open Subtitles | ولكن في أقل من أربعون سنة الغابة المطيرة الأكبر في العالم أي غابة الأمازون لقد تقلصت عشرون بالمئة من مساحتها |
Ilıman Yağmur ormanı emsali olan tropikal ormanlardan daha fazla canlıya hayat verir. | Open Subtitles | الغابة المطيرة المعتدلة بها حياة أكثر من نظيرتها الاستوائية |
Sadece üç hafta geçti, burası yağmur ormanına dönmüş bile. | Open Subtitles | مرّت 3 أسابيع و لدينا ما يضاهى الغابة المطيرة |
Bütün yağmur ormanına göz dağı verdin. | Open Subtitles | للعمل في الغابة المطيرة بأكملها |
Yağmur ormanının en büyük sorunlarından biri, ölçek. | Open Subtitles | المشكلة الرئيسيّة في الغابة المطيرة هي في مقياس الحجم |
(Yağmur ormanları güneş gölgeliyordu) ve henüz büyümemiş olanlar berbat bir koku yayıyordu. | Open Subtitles | تلك الغابة المطيرة و الكثيفة لا تتخللها الشمس و النباتات تعطي روائح قوية و كريهة |
Ancak daha sonra gökyüzü nehri, arkasında yarıklara tutunan Yağmur ormanı ağaçlarını bırakarak yolunu değiştirdi. | Open Subtitles | لكن غيّر نهر السماء مساره تاركًا أشجار الغابة المطيرة على مقربة من الأودية |
Yağmur ormanı bu uçsuz bucaksız kıtanın merkezi. | Open Subtitles | "الغابة المطيرة" "قلب هذه القارة الشاسعة" |
Kanada Büyükayı Yağmur ormanı açıklarında yakınımda beslenen kambur balinaların balık kokan nefeslerini kokladım. | TED | لقد استنشقت الرائحة المريبة للحيتان الحدباء والتي كانت تتغذّى على بعد قدم منّي بالبحار الباردة بكندا بشط الغابة المطيرة للدب العظيم". |
Yağmur ormanı Bölgesi'nde yaşıyor. | Open Subtitles | يعيش في منطقة الغابة المطيرة |
Yağmur ormanları. | Open Subtitles | الغابة المطيرة |