Aptallık etme. O aptal vuruşa daha fazla para koyma! | Open Subtitles | لا تكن أحمقاً، لا تراهن بالمال علي تلك الضربة الغبيّة. |
Sürekli olarak aynı aptal espriyi yapmaya devam mı edeceksin? | Open Subtitles | أستلقي تلك النكتة الغبيّة في كل مرّة طرأ فيها هذا؟ |
Bu aptal şehir beni yılda bir kez olsun eğlendiremez mi? ! | Open Subtitles | ألا تستطيع هذه البلدة الغبيّة أنّ ترفّه عنّي ليلة واحدة في السنة؟ |
Ayrıca daha salak yüz ifadelerimi ve aptalca yorumlarımı çıkarmadılar. | Open Subtitles | ولم يحرروا بعد حركات وجهي السخيفة والتعليقات الغبيّة حتى الآن |
Hayır, herkes aptal bir Kubbe'nin içinde yaşamak nasıl bir şey görsün diye. | Open Subtitles | كلاّ، ذلك ليعلم الجميع كيف هُو الوضع بالعيش في داخل هذه القبّة الغبيّة. |
aptal oldukları için aptalca karar alıyor değiller, bunun nedeni akılsızca kararlar almalarına neden olan bir ortamda yaşıyor olmalarıdır. | TED | قراراتهم الغبيّة ليست نتيجة غبائهم، ولكنها نتيجة عيشهم ضمن سياق قد يقود أي شخص لاتخاذ قرارات غبيّة. |
Aklınıza takılan aptal şarkıyı söylemeye devam eden de bu sestir. | TED | هو أيضاً الصوت الذي يأبى التوقف عن غناء تلك الأغنية الغبيّة التي تدور في ذهنك. |
Dudaklarımı oku! Seni aptal sağır-dilsiz! | Open Subtitles | اقرأي شفاهي, ايّتها الصمّاء البكماء الغبيّة |
Yemek yemeye çalışıyorlar ve sen gelip soğuk esprilerin, aptal hikayelerinle maydanoz oluyorsun. | Open Subtitles | إنهم يحاولون تناول الطعام وتأتي أنت بدعاباتك السخيفة وقصصك الغبيّة |
Birkaç aptal sayı nedeniyle gitmek için uzun yol- Gitmeni gerçekten hoş karşıIıyorum. | Open Subtitles | إنها لرحلة طويلو ستقوم بها بسبب بعض الأرقام الغبيّة |
Onları koyacak başka yer yoktu ve o aptal kızını da gözümün önünden çek. | Open Subtitles | لا يوجد لديّ مكانٌ آخر أضعها فيه. وأبعدي ابنتكِ الغبيّة عن وجهي. |
Bir bardak kahve içmeye uğraşıyorum ama bu aptal alet yine çalışmıyor. | Open Subtitles | ستصيبني غيبوبة بدون كوب , من القهوة ولكنّ الماكينة الغبيّة تسئ التصرّف مرّة أخرى |
Güzelsin, zekisin, bütün aptal esprilerime gülüyorsun ve hayatımı kurtarmak gibi korkunç bir alışkanlığın var. | Open Subtitles | إنّك جميلة, وذكيّة وتضحكين على كلّ طرائفي الغبيّة ولديكِ عادة سيئة وهي إنقاذ حياتي دائماً |
Ve sonra da aptal geleneği yerine getirmedim. Yani söylememen gerek şeyi söyleyince, söylemen gereken sözler falan. Ve işte buradayım. | Open Subtitles | ولم أقم بتلاوة تلك الطقوس الغبيّة التي كان عليّ تلاوتها, وها أنا ذا هنا. |
Lütfen aptal sorular sorarak kararımı tekrar gözden geçirmeme sebep olma. | Open Subtitles | ؟ رجاءً لا تجعلني أغيّر رأيي بسبب أسئلتك الغبيّة |
Umarım o aptal Hizmetli esprilerinden birisini yapmıyorsundur. | Open Subtitles | من الأفضل لك ألاّ تجعلني في إحدى نكاتك الغبيّة |
Bu aptal ilişki dramını geride bıraktık diyen sen değil miydin? | Open Subtitles | ألستِ أنتِ من قلتِ أننا تجاوزنا الدراما الغبيّة للعلاقة؟ |
Kocam ava çıkardı. Her sene aynı salak espriyi yapardı. | Open Subtitles | زوجي كان يصطاد، وكان يقول ذات الطُرفة الغبيّة كلّ عام |
Kendi salak oyunlarınızı yapın. Devam edin, oynayın. Umurumda değil. | Open Subtitles | تبتدعون ألعابكم الغبيّة بأنفسكم، تفضّل والعب، لا آبه |
Çıktığın adamların hoşlandığı aptalca şeylerden hoşlanıyormuş gibi yapıyorsun. | Open Subtitles | تدّعين أنّكِ تحبّين الأشياء الغبيّة التي يحبّها مَن تواعدينهم. |
Sanırım bu saçma oyun için benden bu kadar. | Open Subtitles | أعتقد أنني إكتفيت من هذه اللعبة الغبيّة السخيفة |