"الغزيرة" - Translation from Arabic to Turkish

    • yağmur
        
    • yağış
        
    • sağanak
        
    • yağmurda
        
    • yağan yağmurlar
        
    • yağışlar
        
    • yağmurların
        
    • tehdidi altında
        
    Şiddetli yağmur, üç gündür üç eyalet bölgesini kasıp kavuruyor. Open Subtitles لا تزال الأمطار الغزيرة مستمرة لتجتاح ثلاث مناطق من الولاية.
    Üstümde kuruyan ter ve yağmur yüzünden içim üşümüştü. Open Subtitles الأمطار الغزيرة و العرق أصابا عظامي بالبرد الشديد
    Ve sağnak yağış yüzünden şehrin bu kısmı cidden kötüleşmeye başladı. Open Subtitles دعني أقول بأن حالة المدينة تستاء بسبب هذه الأمطار الغزيرة
    "Görüş alanı, sağanak yağmur nedeniyle çok yetersizmiş." Open Subtitles الرؤية كانت شبه معدومة بسبب الامطار الغزيرة
    Nesnelerin, olguların çaresizliğine, penceremin dışındaki pis köpeğin kurşunî gökyüzünün altında, delicesine yağan yağmurda su içişine bakmamı istiyorlar. Open Subtitles لانظر إلى يأس الأشياء لأشاهد ككلب وضيع خارج نافذتي تحت السماء الرمادية وقت الأمطار الغزيرة
    Ben kasırgalar gördüm. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurlar gördüm. Open Subtitles رايت الاعاصير ,رايت الامطار الغزيرة
    Aşırı yağışlar nedeniyle eyaletin güney bölgesinin tamamı sel tehlikesi altında. Open Subtitles مع هطول الأمطار الغزيرة مؤخرا هنالك تخذير فيضان محتمل حدوثه الأن لجميع مناطق الجزء الجنوبي
    sağanak yağmurların şiddetini dindiren birer kubbe gibi davranırlar. Open Subtitles وهي تحمي التربة أيضا من آثار هطول الأمطار الغزيرة
    Bugün Kolombiya 'yı vuran ve meteorologları şaşırtan kasırga ve fırtına yüzünden önümüzdeki 5 yılın kahve mahsulü yok olma tehdidi altında. Open Subtitles إحتارت أجهزة الأرصدة الجوية فى الإعصار و عواصف الأمطار الغزيرة التى هاجمت كولومبيا ظهيرة اليوم
    Gece boyunca şiddetli rüzgar ve yağmur bekleniyor. Open Subtitles الرياح العنيفة والأمطار الغزيرة متوقّعة ليلا.
    yağmur fazla şiddetlenmeden cesedi torbaya koyduk ama 5 dakika içinde çamur banyosu yapmış gibi oldu. Open Subtitles وضعنا الجثة في الكيس قبل أن تبدأ الأمطار الغزيرة بعد خمس دقائق كانت كحمام من الوحل
    sağanak yağmur getirmeliyiz o uzakta kibir ve gösteriş yıkar, vurgunculuk,tembellik ve kayıtsız olarak yıllarca ezilen biziz Open Subtitles يجب علينا جلب الامطار الغزيرة ليمحى العجرفه والغرور والتربح، والكسل
    Haba 10 derece, bulutlu, akşam yağmur bekleniyor. Open Subtitles يكون الطقس غائما, حوالي 10 درجة, ومن المتوقع في المساء الامطار الغزيرة.
    Koç, yağmur daha hızlanmadı mı? Open Subtitles مهلا، مدرب، سواء الامطار الغزيرة على نحو متزايد؟
    Çok yoğun yağış ve bol bol yıldırım düşmesi hafta boyunca devam edecek. Open Subtitles الأمطار الغزيرة جداً وبعض البرق تستمر طوال الأسبوع
    Diğer birçok yerde şimdiden sel baskınları, şiddetli yağış ve tabii ki gök gürültülü yağış görülmeye başlandı. Open Subtitles شهدت مناطق كثيرة أخرى سيولا بالفعل بسبب الأمطار الغزيرة و العاصفة الكهربائية بالطبع
    Şiddetli bir yağmurda sığancak bir sığınak. Open Subtitles عند هطول الأمطار الغزيرة, يلجأ المرء إلى ملاذ الشجرة العملاقة
    Doktor Foster gitti Gloucester'a şakır şakır yağmurda. Open Subtitles الطبيبة فوستر ذهبت الى جلوكيستر فى الأمطار الغزيرة
    Sorun ise, geçen hafta yağan yağmurlar, golf sahasını çamur içinde bıraktı. Open Subtitles والآن، المشكلة هي، مع كل الأمطار الغزيرة الأسبوع الماضي، ملعب (الجولف) عبارة عن مستنقع.
    Bay Mishra, köprü şiddetli yağışlar nedeniyle çöktü. Open Subtitles السيد إيفليشرا، انهار جسر بسبب الأمطار الغزيرة.
    Kuru yaprakların mırıIdandığı, ani yağmurların toprağı yıkadığı gün. Open Subtitles والاوراق الجافة ستذوى وستغسل الامطار الغزيرة الارض
    Bugün Kolombiya 'yı vuran ve meteorologları şaşırtan kasırga ve fırtına yüzünden önümüzdeki 5 yılın kahve mahsulü yok olma tehdidi altında. Open Subtitles إحتارت أجهزة الأرصدة الجوية فى الإعصار و عواصف الأمطار الغزيرة التى هاجمت كولومبيا ظهيرة اليوم تهدد بتدمير محصول القهوة الدولى للـ 5 أعوام القادمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more