"الغضب الذي" - Translation from Arabic to Turkish

    • öfke
        
    • öfkeyi
        
    • kızgınlık
        
    • Kızgınlığımı
        
    • tüm o öfkeden
        
    • ı korkuttuğunu anladım
        
    Aramızda onca öfke varken, hastane odasında aramızı düzeltemeyeceğimizi ilişkimizin hiç bir zaman benim istediğim gibi olamayacağını bilirken senin ölümünü izleyemezdim. Open Subtitles لقد كانت الفكرة في حول ذهابي إلى المستشفى وأراك تموت بكل ذلك الغضب الذي كان مايزال بيننا ومعرفة اننا لن نحله أبداً
    Onda öfke var, hani şu... sende mücadele isteği uyandıran öfke.. Open Subtitles واموت لديها غضب , ذلك الغضب الذي يجعلك تريد ان تقاتل
    Tahrir Meydanı'ndaki bir diktatörü deviren ortak öfkeyi. TED فكّروا في الغضب الذي طغى في ميدان التحرير ، والذي أطاح بالدكتاتور.
    Bunu yapamazsan, korkarım o kızgınlık oradan hiç ayrılmayacak. Open Subtitles إذا كنت لا تستطيع، أخشى أن الغضب الذي تشعر به سيكون موجود دائماً
    Kızgınlığımı dindirsemde, sebep olduğun acılar... Open Subtitles ، حتى لو عالجت أمر الغضب الذي أكنه لكِ الألم الذي تسببتِ فيه لي
    Altında ezildiğin tüm o öfkeden kurtulabilirsin. Open Subtitles تستطيعين نسيان كلّ الغضب الذي يثقل كاهلك
    İçimdeki intikam ateşinin, öç alma duygusunun Jackson'ı korkuttuğunu anladım. Open Subtitles كل هذا الغضب الذي في داخلي ...كلّ تلكَ الشهوة للإنتقام
    Sonra nasıl bir öfke içindeysen öfkeni benim üzerime kusabilirsin. Open Subtitles ثم أيًّا يكُن الغضب الذي تكابده، صبّ جامه عليّ فحسب.
    Bana bu şekilde bakma, öfke duyduğun kişi kocan. Open Subtitles بكل الغضب الذي تشعرين به نحو زوجك يجب أن تتركين هذه المدينة
    Suçlama sahnesinde istediğim öfke tam da bu. Open Subtitles هذا هو الغضب الذي أريد إظهاره في مشهد الاتهام
    O inanılmaz öfke, acını öyle bir boğar ki sonunda sevdiklerinin anısı damarlarında zehre dönüşür. Open Subtitles أنت أقوى من أباك أنت لا تعرف أبي لكني أعرف الغضب الذي يقودك
    Babana nasıl bir öfke duyduğumu elbette anlayabilirsin. Open Subtitles بالتأكيد يمكنك أن تفهم طبيعة الغضب الذي أكنه تجاه والدك
    İki yaya çarpışınca, iki sürücü arasında gördüğümüz öfkeyi görmeyiz. Open Subtitles عندما يصطدم اثنان من المشاة ببعضهما لا يوجد ذلك الغضب الذي يحدث عندما يقطع أحد راكبي السيارات الطريق على الآخر
    Bu enerjimizi ve sahip olduğumuz bu öfkeyi alıp sahada onların canına okumak için kullanacağız. Open Subtitles سنأخذ هذه الطاقة التي لدينا و سنأخذ هذا الغضب الذي لدينا و سنضرب مؤخراتهم عندما يحتسب ذلك، بالملعب
    Hiç onunla yüzleşip, hissettiğiniz öfkeyi ona açıklamayı düşündünüz mü? Open Subtitles هل فكرتَ بمواجهتها معبراً عن الغضب الذي تشعر بهِ؟
    Ama bu hissettiğin kızgınlık Kendine karşı mı? Open Subtitles ولكن الغضب الذي تشعرين به، هل هو اتجاه نفسكِ؟
    Hareketlerinde biraz kızgınlık sezdim de. Open Subtitles حركاتك، تكشف غن الغضب الذي في داخلك
    Bana beslediğini bildiğim kızgınlık bu. Open Subtitles الغضب الذي تشعرين به إتجاهي
    Kızgınlığımı dindirsemde, sebep olduğun acılar... Open Subtitles ، حتى لو عالجت أمر الغضب الذي أكنه لكِ الألم الذي تسببتِ فيه لي
    Altında ezildiğim tüm o öfkeden kurtulabileceğimi söylemiştin. Open Subtitles قلتِ بإمكاني نسيان الغضب الذي يثقل كاهلي
    İçimdeki intikam ateşinin, öç alma duygusunun Jackson'ı korkuttuğunu anladım. Open Subtitles كل هذا الغضب الذي في داخلي ...كلّ تلكَ الشهوة للإنتقام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more