Ve buradan onu tıpkı bir nükleer denizaltı gibi çalıştıracağız, mavi-altın ekip onları kapatıp açacak, günün 24 saati çalışacak. | TED | وسوف نشغلها بنفس طريقة تشغيل الغواصات النووية, فريق متخصص, يعمل 24 ساعة في اليوم بنظام الورديات |
O zamandan beri, aradan geçen 40 sene boyunca, yaklaşık 3.000 saat sualtında kaldım. Bunun 500 saati denizaltı araçlarındaydı. | TED | ومنذ ذلك الوقت وخلال 40 عام قضيت 3000 ساعة تحت الماء 500 ساعة منها في الغواصات |
Alman denizaltıları başka amaçlar için kesinlikle kullanılmamalıydı. | Open Subtitles | الغواصات الألمانيه لا يجب أن يتم أستخدامها فـى أية أغراض أخـرى |
Tüm bu denizaltılar yola çıktıktan sonra, yeniden duydum ve teybe kaydettim. | Open Subtitles | و بعد أن ذهبت كل تلك الغواصات سمعته مجدداً و قمت بتسجيله |
Denizaltıların yerini bulursak belki yine programlayabiliriz. | Open Subtitles | اذا وجدنا موقع الغواصات ربما نستطيع اعادة برمجتها |
Hepsi denizciler, denizaltı devriyeleri ve Filipinler'deki gerillalar hakkındadır. | Open Subtitles | رؤية صور الحرب التى بها الطائرات الحربيه ودوريات الغواصات والضفادع البشريه والمقاتلين فى الفلبين |
Hava ve denizaltı devriyelerini artırın, alarm durumu, komutanlar. | Open Subtitles | . زودوا دوريات الغواصات والطيران . بلغوا كل القادة الكبار |
denizaltı tersaneleri, uçak atölyeleri cephane fabrikaları petrol tesisleri ve nakliye yolları gece-gündüz hassas bombardıman için öncelikli hedef haline getirildi. | Open Subtitles | أحواض لصناعة الغواصات مصانع للطائرات المقاتله مصانع للمدرعات |
Eğer orada daha fazla denizaltı olsaydı verdireceğimiz zayiat artabilirdi. | Open Subtitles | لـكن العـدد كـان يمـكن أن يـكون أكبـر لو كان برفقتى عدد أكبر من الغواصات |
Doktor ve Profesör, denizaltı izleme sisteminin geliştirilmesindeki başarınızdan dolayı her ikinizi de kutlarım. | Open Subtitles | أهنئكم أيها الدكتور والبروفيسور على عملكم الرائع فى تطوير نظام تتبع الغواصات |
Bobby, yola çıkıyoruz. denizaltıları indirdiğimizi görmüyor musun? | Open Subtitles | يا صاح، إنّنا ذاهبون، ألا ترى أن هذه الغواصات قاب قوسين أو أدنى من الغوصِ؟ |
Ve hâlâ, donanma gemileri Akdeniz'de savaş başlığını tarasa bile aynı işi Rus denizaltıları da yapıyor. | Open Subtitles | و بينما تقوم السفن الامريكية بتمشيط البحر المتوسط بحثا عن القنبلة تقوم ايضا الغواصات الروسية بذلك |
"Kaç denizaltıları var? | Open Subtitles | وكم عدد الغواصات الألمانية المشتركة؟ ثمانية.. عشرة؟ |
Gallo'ya söyleyin biri hariç tüm nükleer denizaltılar üsse döndü. Ohio sınıfı, Clayton. | Open Subtitles | أخبري غالو أن جميع الغواصات النووية عادت جميعها إلى القاعدة ماعدا واحدة أوهايوكلاس،الكلايتون |
Scuba dalgıçları buraya inemiyor; denizaltılar burayı es geçip gidiyor. | TED | الغواصون لايستطيعون الوصول إلى هناك، الغواصات تسير بإتجاهها. |
Ama tüple dalış,denizaltılar... ...ve burada yapacağımız tüm çalışmalar... ...bunları düzeltmek için yardım edecek. | TED | و لكن الغوص، الغواصات و كل ما ننوي القيام به هنا سيساعد في تصحيح هذا الوضع. |
Ben de Kaptan olarak, ...diğer Denizaltıların Akulalar tarafından vurulmuş olabileceğini farzediyorum. | Open Subtitles | وبصفتي كابتن , علي ان افترض ان الغواصات الاخرى هوجمت بواسطة غواصات العدو |
denizaltı ağı indirilecek, her zamanki denizaltı trafiği geçişine izin vermek ve onların denizaltılarının girebilmesi için. | Open Subtitles | شبكه الغواصات ستكون فى العمق لتمنع مرور الجنود بحركه مرور الجنود العاديه ولتسمح بمرور الغواصات |
Motor parçaları ve teknisyenlerle beraber. Bizce etkisiz haldeki U-Bot ile buluşacak. | Open Subtitles | ومعها اجزاء محرك و ميكانيكا الغواصات نحن نعتقد انه سيلتقى بالغواصة المعطلة |
Biri tango diğeri victor sınıfı iki Rus saldırı denizaltısı buranın 50 mil yakınına kadar izlendi. | Open Subtitles | اثنين من الغواصات الحربية الروسية تم التقاطهم على بعد 50 ميل من هنا |
- Manyetik bir mayın, o kadar güçlü ki millerce ötedeki denizaltılara yapışabilir. | Open Subtitles | - إنه حقل مغناطيسي- قوي لدرجة انه سيجذب الغواصات من علي بعد آميال |
1939'da U-Botlar, suyun altında yavaş hareket ediyordu. | Open Subtitles | تحت الماء كانت الغواصات الألمانيه أنـتـاج عـام 1939 شـديـدة البـطء |
Denizci olmak çok kötü bir meslek değil, düşman denizaltılarını saymazsak tabi ki. | Open Subtitles | حسنا، هى ليست حياة سيئة، جندي البحرية، ماعدا الغواصات. |
Bu bence yapılmış en iyi denizaltılardan birini temsil ediyor. | TED | هذا، باعتقادي، يعرض واحد من أجمل الغواصات الكلاسيكية المصنوعة. |
U-Botların nerede konuşlandırılması gerektiği konusunda en ufak bir şüphesi yoktu. | Open Subtitles | فبالنسبه له لم تكن لديه أى شكوك حول انسب الأماكن لعمل الغواصات |
Ordu E.L.F'i denizaltılarla iletişime geçmek için kullanırdı ...yaklaşık 10 yıl öncesine kadar. | Open Subtitles | البحرية كانت تستخدم ذلك التردد للتواصل مع الغواصات حتى قبل نحو 10 أعوام |
- Denizaltılarda fazla arı olmaz hanımefendi. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير من النحل في الغواصات , سيدتي *يقصد أن إبر الحساسية تستعمل عند قرصات النحل* |
Gerekirse denizaltılarıyla da savaşırım enflasyonla da. | Open Subtitles | سوف اغرق الغواصات سوف احارب التضخم اذا لزم الامر |