"الغواصون" - Translation from Arabic to Turkish

    • Dalgıçlar
        
    Ayrıca Dalgıçlar 90 metrenin altına gitmeye alışık değiller. Open Subtitles و أيضاً لأن الغواصون غير معتادين على الهبوط تحت 300 قدم.
    Araştırmalar sürüyor. Dalgıçlar cesedi arıyorlar. Open Subtitles حسنا ، نحن نبحث بإستمرار الغواصون يتناوبون النزول
    Dalgıçlar, merdivenlere yaklaşın. Open Subtitles هيأوا انفسكم و قربوا القضيب ايها الغواصون
    Dalgıçlar suya, tam vücut su geçirmez dalgıç elbisesiyle giriyor. Open Subtitles دخل الغواصون الماء وهم يرتدون بدلات جافة لكامل الجسم
    Buzun altında, Dalgıçlar kendilerini mekan ve zamanın garip, yeni bir boyuta sahip olduğu ayrı bir gerçeklikte buluyor. Open Subtitles فيجد الغواصون أنفسهم تحت الجليد في واقع منفصل، حيث يكتسب المكان والزمان بعداً جديداً وغريباً.
    Dalgıçlar derinlere indikçe cenotelerin, büyük ve karmaşık tünel ve mağara ağlarının bir parçası olduğunu keşfettiler. Open Subtitles عندما استكشف الغواصون أبعد، اكتشفوا أن السينوتي جزءٌ من شبكة معقدة ضخمة من الأنفاق والكهوف.
    Bu Dalgıçlar Hawaii'deki filonun 1 numaralı özel çevik birliğinden geliyor. Open Subtitles هؤلاء الغواصون تابعون لنخبة الوحدة الأولى المتنقلون من هاواي
    Dalgıçlar saatlerce göletin içini taradılar. Open Subtitles حسنا، يفتّش الغواصون المُستنقع منذ ساعات.
    Dalgıçlar 100 metreye kadar indi... ve dibi hâlâ görünmüyor. Open Subtitles إستطاع الغواصون الوصول إلى عمق 100 متر ومازال ليس هناك أي مؤشر للقاع
    Affedersiniz hanımefendi. Dalgıçlar bir şey bulmuşlar sanırım. Open Subtitles المعذرة سيدتي، لكن لقد عثر الغواصون على شئ
    Dalgıçlar köprünün altında, ağırlık bağlı kolları buldular. Open Subtitles وجد الغواصون الذراعين تحت الجسر مربوطة بالأثقال.
    - Dalgıçlar tam da Dr. Manyak'ın söylediği yerde buldu. Open Subtitles عثر الغواصون عليه تماماً حيث الدكتور مجنون المفرقعات أخبرنا أنه سيكون
    - Dalgıçlar tam da Dr. Manyak'ın söylediği yerde buldu. Open Subtitles عثر الغواصون عليه تماماً حيث الدكتور مجنون المفرقعات
    Resif Kontrolü gibi-- Dalgıçlar aşağı iniyor, kesit çıkarıyor, balık ve biyoçeşitlilik verilerini hesaplıyor. TED مثل، "ريف شيك"، يذهب الغواصون إلى الأسفل ويسبحون في المنطقة بأكملها ويحسبون بيانات الأسماك والتنوع البيولوجي.
    Dalgıçlar, dışarıda sorun var mı diye denizaltını kontrol ederler, sonra da "Devam et" derler, siz de okyanusun dibine doğru gidersiniz ve bu muhteşem bir yolculuk. TED يكون الغواصون معنا للتأكد من أن كل شيء على ما يرام ومن ثم يقولون "انطلاق" وتنطلق في رحلة رائعة إلى قاع المحيط.
    Dalgıçlar motora ulaşmaya çalıştılar. Open Subtitles و لذا .. الغواصون كانوا ... يحاولون الوصول إلي المحرك
    Dalgıçlar cesedi Calville Yat Limanı'nın 800 metre açığında bulmuş. Open Subtitles استخرج الغواصون الجثة على بعد نصف ميل شرق مرسى (كالفيل)
    Dalgıçlar cesedi bu sabah bulmuş. Open Subtitles الغواصون وجدوا الجثة هذا الصباح
    Dalgıçlar plakayı eşleştirmiş. Open Subtitles لقد طابق الغواصون لوحة التسجيل.
    Dalgıçlar kurbanın kimliğini cebinde bulmuşlar. Open Subtitles الغواصون وجدوا هويه الضحيه فى جيبه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more