olağanüstü koku alma duyuları ile bir foku 30 kilometre uzaktan hissedebilir. | Open Subtitles | بحاسة الشم الغير عادية التي يمتلكونها . يستطيعون إكتشاف عجل البحر على بعد 20 ميلا. |
Son derece iyi. Kökeniyle ilgili olağanüstü gerçekler göz önüne alınırsa. | Open Subtitles | بشكل جيد للغاية، بغض االنظر عن الظروف الغير عادية لأصلها |
Bu arada vitrin düzeni için gerçekten sıra dışı fikirlerim var. | Open Subtitles | بالمناسبة ، إن لدى بعض الأفكار الغير عادية لتزيين النافذة |
Jüri sıra dışı suçunuzu on soruda tahmin edemezse bütün masrafları tarafımızdan ödenmiş olan, deniz kıyısında lüks bir otelde iki haftalık tatil kazanacaksınız. | Open Subtitles | لو أخفقت اللجنة في اكتشاف الجريمة الغير عادية في عشر أسئلة سوف تستلم إجازة لمدة أسوعين على الساحل مدفوعة الأجر |
Ve bu yükselmekte olan Hint orta sınıfının alışılmadık gücünü yansıtmaktadır ve cep telefonlarının getirdiği gücü | TED | ويعكس هذا القدرة الغير عادية للطبقة الوسطى الهندية الناشئة والقوة التي أتت بها تليفوناتهم المحمولة. |
Kaldığınız zamanı uzatmanıza çok sevindim ama, söylemeliyim ki, öğretme metotlarınızı çok alışılmadık buluyorum | Open Subtitles | أنا سعيدة جدا بأنّك قادر على تمديد إقامتك لكنّ يجب أن أقول أنني أجد طرقك من التعليم الغير عادية جدا |
olağandışı problemleri ele aldığınıza dair bir şöhretiniz var. | Open Subtitles | لديك سمعة جيدة فى توليك المشاكل الغير عادية |
Apollo 13'de sıradışı 7 gün uzaydaki en son günlerimdi. | Open Subtitles | كانت تلك الأيام السبعة الغير عادية آخر أيامي في الفضاء |
Şimdi ilk kez canlandırıyorum olağanüstü hayatı. | Open Subtitles | الأن و لأول مرة أجد نفسي احيا من جديد حياتة الغير عادية |
Ve bugün sizi bunun üstesinden gelmek için harekete geçmeye davet ediyorum. Birbirimizin hayatlarında olağanüstü bir biçimde güçlü olmaktan korkmamamız gerekiyor. | TED | وما أدعو اليه اليوم أننا نحتاج أن نتغلب على ذلك. يجب أن نتغلب على مخاوفنا من قدرتنا الغير عادية و الجبارة في حياة الأخرين. |
Düşünün o fakir üzgün dişiler... en olağanüstü hatta kadınları gitmiyor... basit bir zenciye bu tesirden daha fazlasını yapmak lazım. | Open Subtitles | افترض ان النساء المساكين الحزناء... . و حتى المرأة الغير عادية ستقوم... |
Akbalıkçıllar kuşların ortaya çıkan bir fırsata uyum sağlamadaki olağanüstü yeteneklerinin canlı kanıtıdır. | Open Subtitles | وحياة البلشون برهان على قدرة الطيور "الغير عادية على التكيف مع الفرص التي تقدم. |
Ne olağanüstü gözler. | Open Subtitles | هذه العيون الغير عادية |
Bu mezun olan sınıfın başına pek çok sıra dışı şey geldi,... ve ayrıca bana da. | Open Subtitles | العديد من الأحداث الغير عادية حدثت في هذا الصف المتخرج ولي، أيضاً |
Timsah semenderi burada bulunan amfibi türler arasında en sıra dışı olanlarından biridir. | Open Subtitles | تمساح سمندل الماء هو واحد من الحيوانات الغير عادية . للعديد من الانواع البرمائيات وجدت هنا. |
İşinde ilk gecesiydi ve hiç kimse sıra dışı sevkiyatları ona anlatmamıştı. | Open Subtitles | , من ليلتها الأولى فى تلك الوظيفة لم يخبرها احد عن شحناتهم الغير عادية |
Bu tür hayal ürünü tepkilerin, böyle alışılmadık bir çevrede gerçekleşme ihtimali her zaman vardır. | Open Subtitles | الإمكانية دائما موجودة لبعض الردود البارعة في هذه البيئة الغير عادية. |
Michael, kamyon ve motor sürücülerinden alışılmadık ölçümler alıyorum. | Open Subtitles | مايكل ، أنا ألتقط بعض القراءات الغير عادية من داخل الشاحنة ، و من راكب الدراجة النارية |
Jill en çok, bu şempanzelerin alışılmadık davranışları ve insan olma evrimleri boyunca ne olmuş olabileceği arasındaki benzerliklerle ilgileniyor. | Open Subtitles | انها الأكثر اهتماما في المتوازيات بين السلوكيات الغير عادية لهذه الشمبانزي. و يمكن أنه حدث في سياق تطور الكائنات. |
Gezegenden gelen olağandışı vakalardaki bu hız kafamı karıştırıyor. | Open Subtitles | سلسلة الحالات الغير عادية هذه القادمة من الكوكب تحيّرُني |
Çünkü buzun, Dünya'nın iklîmini derinden etkileyen olağandışı bazı özellikleri vardır. | Open Subtitles | وذلك لأن الجليد لديه بعض الخصائص الغير عادية كونه لديه تأثيره العميق على مناخ الأرض |
olağandışı toplantı başlamak üzere. | Open Subtitles | جلسة المساهمين الغير عادية هذه ستصبح منتظمة |
Ve bu açıkça çocuğu sıradışı doğasına karşı alarma geçirir. | TED | وذلك ينبه الطفل بوضوح الى طبيعته الغير عادية |
Bu sıradışı uzaklık hakkında bir fikir edinmek ve mesafeyi algılamak için insanlığın yaptığı en hızlı araç ile otostop çektiğimizi düşüneceğim. | Open Subtitles | للحصول على فكرة عن هذه المسافة الغير عادية والتحدي الذي تمثله سأتخيل أنه يمكننا الركوب متطفلين على أسرع شئ صنعه الإنسان |