Bu insanın kalbi kırılırsa belki Zaman Lordu ortaya çıkar. | Open Subtitles | ربما لو انفطر هذا الفؤاد البشري قد يظهر سيد الزمن |
Çok sefer kalbi kırık biri oldu. | Open Subtitles | لقد مرّت بمرحلة تحطيم الفؤاد العديد من المرات. |
Tüm kızlar hıçkıran, kalbi kırık kız arkadaşlarının konuşmasını dinlemiştir. | Open Subtitles | إنّه الكلام البُكائي. لا تُوجد فتاة حيّة لمْ يسبق أن سمعته من صديقة باكية ومفطورة الفؤاد. |
- İnsanlığı olmadan acımasız biri o. İnsanlığını geri getirmenin en hızlı yolu tedavi. | Open Subtitles | إنّها جلمودة الفؤاد بلا إنسانيّتها والترياق أسرع سبيل لاستعادتها |
Yalnızca Kalbim kırılmadı, diğerlerinin kolayca düzeltebildiklerini kendim yapamadığım için utandım. | TED | لم أكن محطمة الفؤاد فحسب، بل أيضا كنت محرجة من عدم القدرة على التحسُّن مما يتعافى منه الناس الآخرون بانتظام. |
Lider, kursağı sağlam olan. Ve son olarak, tabii ki de kalp. | Open Subtitles | والقائد صلب المراس وأخيرا بالطبع، الفؤاد |
İnan bana dersimi aldım. İnsanlığı olmayan Elena kalpsiz bir şıllık. | Open Subtitles | صدّقني، لقد تعلّمت الدرس، (إيلينا) بلا إنسانيّتها محض ساقطة متحجّرة الفؤاد |
Blair'i gördüğümde, Chuck ile konuşmasını yeni bitirmişti ve kalbi kırılmıştı. | Open Subtitles | عندما رأيت بلير , كانت قد أغلقت الخط للتو من تشاك وقد كانت مكسورة الفؤاد. |
Sen dikkatli ol, Harry. Diyetinde iyi ilerliyorsun. Evden sadece dondurma kamyonu kovalamak için çıkan, kalbi kırık biri olarak yaşamak istemezsin. | Open Subtitles | احذر فحسب ياهاري ,لقد احرزت تقدما بحميتك ولن ترغب بان تنتهي مكسور الفؤاد وتترك البيت فقط لملاحقة سيارة المثلجات |
Şu an, aynı senin gibi kalbi kırık bir aile üyesiyim. | Open Subtitles | حالياً أنا مجرد فرد من عائلة مكسورة الفؤاد مثلك |
kalbi kırılmış, ağlayan bir süt çocuğu tüm suçu bana atıyor ve kendi öz ağabeyim yelkenlerini suya indirip ona inanıyor. | Open Subtitles | طفل بكّاء مفطور الفؤاد يتّهمني جزافًا، فيصدّقه أخي بلهفة. |
Hayır, kalbi kırık şu an. Kimsenin bir yere gittiği yok. Lanet olsun. | Open Subtitles | كلّا، إنّه مكروب الفؤاد الآن، لن يذهب أحد، اللعنة. |
ama kalbi kırılmış bu gay çift için halk desteği Kuzey Virginia'daki özgürlükçülerin sizi sevmelerini sağlayacaktır. | Open Subtitles | لكن دعمك الشعبي من محبوك الشواذ مكسورو الفؤاد |
11 yasinda, kalbi kirik bir çocugu alip ona bir yuva ve dünyalar dolusu sevgi verdin. | Open Subtitles | أخذت فتى في الحادية عشر من عمره منكسر الفؤاد ومنحته ديارًا والكثير من الحب |
Bırak Elizabeth'e kalbi kırık yalnız bir Kraliçe olduğum haberlerini versin. | Open Subtitles | الى اليزابيث بأنني انا الملكه الوحيده المحطمه الفؤاد |
- Hey, benim kendimi ne kadar kötü hisettiğimi düşün onu gözyaşlarıyla kalbi kırık eve gelirken görmek. | Open Subtitles | -ضميري يؤنبني -تصور شعوري برؤية تلك الحسناء تعود للمنزل مكسورة الفؤاد وتدمع |
Bir ebeveyn kaybetmek kalbi yaralar. | Open Subtitles | فقدان أحد الوالدين يفطر الفؤاد |
kalbi kırık bir şekilde halkını yönetmek üzere geri döndü. | Open Subtitles | عادت منفطرة الفؤاد لقيادة شعبها |
Senin ülkendeki herkes senin kadar acımasız mı? | Open Subtitles | أكلّ من بلدك متحجّر الفؤاد مثلك؟ |
Castillo gibiler acımasız. Bu aileleri sömürüyorlar. | Open Subtitles | فالرجال مثل (كاستيلو) متحجرو الفؤاد إنّهم يقتاتون على العائلات |
Kalbim kırıldı, ama yine de Deep Purple çalabilirim. | Open Subtitles | "أنا محطم الفؤاد ولكننى لا أستمع لـ"ديب بربل - ماذا عن فرقة "كينكس"؟ |
Şimdi fark ettim tüm bu kalp kırıklıklarının, tüm mücadelenin bir anlamı var. | Open Subtitles | أدرك الآن أن كـل آلام الفؤاد وكـل ذلك الكفـاح كـان لـه غـاية |
Stanley, öğretmenler senin yaşında hep kalpsiz ve soğuk bulunur, ...ama daha sonra bunun senin iyiliğin için olduğunu anlayacaksın. | Open Subtitles | اسمع يا (ستانلي)، أعرف أنّه بسنّك قد تشعر بأنّ المُدرسين مُتحفظون ومتحجرو الفؤاد لكنّك ستفهم لاحقاً أنّه قام بذلك لمصلحتك |