"الفؤوس" - Translation from Arabic to Turkish

    • balta
        
    • baltalar
        
    • Baltaları
        
    • Baltalı
        
    • baltayla
        
    • el
        
    • baltalarla
        
    Öldürmek için genellikle sessiz bir alet; çekiç, bıçak veya balta kullanmakta. Open Subtitles طريقة الموت كانت بآلة صامتة مثل المطارق ، و السكاكين و الفؤوس
    Bazıları ormanda balta sesleri duymuş. Open Subtitles قال أن بعض الفتية سمعوا أصوات الفؤوس في الغابة
    Yetişin! Elinize geçeni kapın! Mızrak, balta, ne olursa! Open Subtitles على أقدامكم , إمسكوا أى شىء تجدوة الرماح ، الفؤوس ، أي شئ
    - Özel baltalar arka tarafta. - Evet, efendim. Open Subtitles ـ الفؤوس موجودة في الخلف ـ أجل، سيدي
    Baltaları bileyip silahları hazırlayalım. Open Subtitles حسناً، فلنسن الفؤوس ونجهّز الأسلحة.
    Baltalı Adamlar artık sorun olmayacak. Open Subtitles لن يكون رجال الفؤوس مشكلة لفترة طويلة بعد.
    Sen Glory'yle dövüşürken yardakçılarını birkaç sağlam baltayla oyalayabiliriz. Open Subtitles بعض من الفؤوس ينبغي أن تصد رفاق جلوري بينما أنتِ تقضين علي السيدة بنفسك
    Sözcükleri silah olarak kullanan, ve fikirleri balta gibi savuran çocuklar, Open Subtitles الكلمات البدائية للاطفال مثل اسلحه والافكار البدائية مثل الفؤوس
    Kanal müdürlüğüne, Sarah'nın kovulması için bir sürü balta yollayacaktık. Open Subtitles كنّا سنرسل مجموعة من الفؤوس لرئيس الشبكة
    Düşmanlarımızı balta yerine pişirdiği köftelerle haklayabiliriz. Open Subtitles ‫فكرات اللحم هذه قد تقتل وحوشا أكثر من الفؤوس
    Sadece balta saplarını karşılayacak yeterli baltamız olmadığını söyleyelim. Open Subtitles دعنا فقط نقول أن مقابض الفؤوس يفوق عدد الفؤوس
    Belki şu balta koleksiyonuna bir bakarım. Open Subtitles ربما سألقي نظرة على مجموعة الفؤوس تلك
    İnsanlar evimin ön kapısına balta saplayıp bırakıyorlar. Open Subtitles يضع الناس الفؤوس عبر بابي الأمامي
    20 cekicim ve bir düzine ufak balta... Open Subtitles حصلت على 20 مطرقة و دزينة من الفؤوس...
    Bu baltalar ellerini kopartacaklar. Open Subtitles وستقطع هذه الفؤوس يديك
    Taşlar, sopalar, baltalar, bıçaklar. Open Subtitles الأحجار، الفؤوس السكاكين
    Tabela falan koymadım ama evin etrafına öylece Baltaları yerleştirdim, her şey apaçık ortada. Open Subtitles ...لم أضع علامات أو أي شيء، ولكنها مجرد مجموعة من الفؤوس ...الموزعة في أرجاء المنزل ليس الأمر بحاجة إلى شرح
    el Baltaları insanlık tarihinde evrimsel bir ilerlemeye işaret eder... -- iş görmesi için yapılmış, Darwincilerin deyimiyle "fitness sinyalleri-- .. ki bu da onların; tıpkı tavuz kuşunun kuyruğu gibi, tüylerin ve kılların aksine bilinçli bir şekilde ve akıllıca işlenmiş aletler olduğunu gösterir. TED أثر الفؤوس اليدويه تطور ثوري في تاريخ البشرية أدوات صنعت لأداء وظيفه كما يسميه الداروينين إشارات اللياقة البدنية وهذا يعني، عروض و التي هي فعاليات مثل ذيل الطاووس، إلا أنه، على عكس الشعر والريش، الفؤوس اليدويه تصنع بوعي و ذكاء.
    Meydanda kafalarını baltayla kopartarak öldürdüler. Open Subtitles أستخدموا الفؤوس كي يقطعوا رؤوسهم و يتركهم موتى في ميدان البلدة.
    Bu el baltalarının sayısı, bunların sadece hayvanları kesip doğramak için yapılmadığını gösteriyor. TED الآن، الأعداد الهائلة من هذه الفؤوس اليدويه يدل على أنها لم تصنع لذبح الحيوانات.
    Yoksa, bıçaklarla, baltalarla, sopalarla, ne varsa onunla. Open Subtitles و إذا لم يكن لدينا الأسلحة ، سنقاتل بالعصى و الفؤوس و أى شئ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more