Sınıftaki en zeki çocuk olmak, sınıftaki en yalnız çocuk olmak demektir. | Open Subtitles | أن تكون أذكى فتى بالصف مثل كونك الفتى الوحيد بالصف فاتهم ذلك |
"yalnız çocuk bir yeni öğretmene bir elmadan fazlasını mı veriyor?" Bu ne demek şimdi ve neden eline yazdın? | Open Subtitles | هل الفتى الوحيد الذي يعطي اهتماما بالاضافة الى المعلمة الجديدة ؟ ماذا يعني هذا؟ |
Üzgünüm yalnız çocuk. Ama görünen o ki bu senin için | Open Subtitles | نأسف أيها الفتى الوحيد ولكن يبدو أن الحفلة ستكون |
Hemen gidelim. yalnız çocuğun kankası, hala Nate için yanıyor diye duyduk. | Open Subtitles | اسمعو الفتى الوحيد , لايزال يحمل الشعله لـ نيت |
Bu da saatler 12'yi vurduğunda "yalnız çocuğun" yalnız olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا يعني أن الفتى الوحيد كان وحيداً تماماً عندما تدق الساعة الثانية عشرة |
Kamptaki tek erkek sen misin? | Open Subtitles | هل أنت الفتى الوحيد الذي يعيش في المخيم ؟ |
Okulda, benimle bir şeyler denemek istemeyen ilk erkeksin. | Open Subtitles | أظنك أنت الفتى الوحيد بالمدرسة الذي لم يحاول شيئا فعل شيء معين معي |
Geri kalan herkes, hatta "Bay yalnız çocuk" bile açık büfe kahvaltı için buraya geliyor. | Open Subtitles | والجميع قادم إلى هنا، بمن فيهم الفتى الوحيد من أجل بوفيه الإفطار |
yalnız çocuk hayal kırıklığına uğramıştı. | Open Subtitles | تم رؤية لحظة يقظة الفتى الوحيد |
yalnız çocuk'a bak sen! | Open Subtitles | حسناً، حسناً، حسناً إيها الفتى الوحيد |
Aşkın en dışında ki kıyılarda bile... zavallı yalnız çocuk. | Open Subtitles | "كم أنت مسكين أيها الفتى الوحيد" "حتى في أقسام الحب الخارجية" |
Umalım da yalnız çocuk ve kitabı alevler içinde kalmasın. | Open Subtitles | فلنأمل أن الفتى الوحيد " "وكتابه لا يتلفا حرقاً |
yalnız çocuk... dışlanmış, mazlum... | Open Subtitles | ..الفتى الوحيد الفتى الغريب , الخاسر |
Olası kaçak gelin Blair Waldorf'a yalnız çocuğun çatı katında sığınma teklif edildi. | Open Subtitles | "هروب العروس الملكيه المحتمله : بلير والدورف "والتي تم تقديم ملجأ لها عند الفتى الوحيد. |
Belki de yalnız çocuğun kitabıyla alakalı bir şeydir. | Open Subtitles | ربما أن لهذا علاقة بكتاب الفتى الوحيد |
Ayrıca, yalnız çocuğun bebeğinin annesi St. Barts'ta güneşlenirken Görüldü. | Open Subtitles | تم رصد والدة ابن الفتى الوحيد (تبدو مثيرة على الشاطىء في (سانت بارت |
Tanıdığım tek erkek sensin ve seni hiç öpmedim. | Open Subtitles | أنت الفتى الوحيد الذي أعرف و لم أقبلك من قبل |
Kalbimin aynı anda hem hızlı, hem yavaş atmasını sağlayan... tek erkek sensin. | Open Subtitles | أنتت الفتى الوحيد الذى يجعل قلبي ينبض بسرعة وببطء فى نفس الوقت |
Okulda, benimle bir şeyler denemek istemeyen ilk erkeksin. | Open Subtitles | أظنك أنت الفتى الوحيد بالمدرسة الذي لم يحاول شيئاً فعل شئ معي |
Görüldü! | Open Subtitles | الفتى الوحيد ينقل من مفضل الأستاذة |
Hayat hikâyesi benimkinden beter olan tek çocuk oydu. | Open Subtitles | كان الفتى الوحيد الذي لديه قصة أسوأ من قصتي |
- Götoş. - Üniversiteli çocuk! | Open Subtitles | ـ شاذ ـ أنتَ, أيها الفتى الوحيد |