Sol uyluk kemiğinde, sağ kol kemiğinde ve kalça kemiğinde de kırıklar var. | Open Subtitles | و كسور مضاعفة في عظام الفخذ الأيسر و العضد الأيمن و العظم الحرقفي |
uyluk arterlerini kesti ve sonra kurbanın kanını boşaltmak için göğsüne basınç uyguladı. | Open Subtitles | قطع شرايين الفخذ ثم قام بالإنعاش القلبي الرؤي من اجل إستنزاف دم الضحية |
Daima alttan başla. Ayaklar, arka adele kasları, kalça kasları. | Open Subtitles | دائماً ابدأ من الأسفل الأرجل ، ثم الفخذ ثم البطة |
femur ve klaviluka testlerine göre yaşlı değil. | Open Subtitles | طبقاً للإختبارات على عظام الفخذ و الترقوة تدل على إنه ليس كبيراً |
Şimdi, ayağınıza uyluk atardamarınızı parçalayan bir kurşun isabet etti. | TED | الآن، قد أصبتم بطلق ناري في الساق، أدى إلى قطع شريان الفخذ. |
Bacakları kalınlaştı, ayakları sağlamlaştı ve yeni geliştirilen uyluk kasları onları zorlu koşuculara çevirdi. | TED | أصبحت أرجلها أسمك، أقدامها أقسى، وعضلات الفخذ المتطورة حديثًا جعلت منهم عدائين جبّارين. |
Sadece bir beyin sarsıntısı ve kırık bir uyluk kemiği, haftalarca mumya gibi yatmama neden olmuştu. | Open Subtitles | مجرد ارتجاج بالرأس و كسر في عظم الفخذ جعلني مستلقيا على السرير لأسابيع كما المومياء |
Sağ uyluk kemiğinin yüzeyi, bakırla uzun yıllar temasta olduğundan, yeşilleşmişti. | Open Subtitles | سطح عظم الفخذ الأيمن كان أخضر إشارة للتعرض للنحاس |
Dr. Nelson'a söyle, 10 yaşında, kırık uyluk. | Open Subtitles | أخبر الدكتور نيلسون، البالغ من العمر 10 سنوات، كسر عظم الفخذ. |
İki uyluk kemiği de paramparçaydı ve iç kanama vardı. | Open Subtitles | كلتا عظامتي الفخذ حطّمت وهناك نزيف داخلي |
kalça kemiğini temizlerken kaynamış bir hasar buldum, bir yıldan daha az. | Open Subtitles | عندما كنت انظف عظم الفخذ, وجدت اصابة تلتحِم, عمرها اقل من سنه |
Joey, kalça eklemi olmadan doğmuş. Böyle olunca biz de ona bir tane verdik. | Open Subtitles | لقد وُلد جوى بدون مفصل الفخذ وقد اعطيناه واحدا |
-Evet, ailesinde birçok seker hastası var ve sol kalça kemiğinde platin takılı. | Open Subtitles | عائلته لديها تاريخ من مرض السكري وكان لديه جبيرة الصلب في عظم الفخذ الأيسر له. |
Ama kalça kemiğinin omurundaki çentiklere bak. | Open Subtitles | الآن أنظر إلى الأخاديد على طول منتصف عظمة الفخذ |
Kan kaybından ölmüş. Çoğunlukla kalça kemiği civarında. | Open Subtitles | مات بسبب فقدان دم هائل بسبب تمزق شريان الفخذ |
Dalağı yırtılmış, leğen kemiği kırılmış, femur ve humerusunda da çoklu kırıklar mevcut. | Open Subtitles | لديه تمزّق بالطحال وكسور دورانيّة بالحوض وكسور مضاعفة بعظام الفخذ والعضد |
Kesi noktası ve Femoral hizalama mükemmeldi. | Open Subtitles | مكان القطع والتمفصل مع الفخذ كانا مثاليين. |
Kurtçuklar kasık adelelerine bayılır. Beyninde varsa bacağında mutlaka vardır. | Open Subtitles | الديدان تحب عضلة الفخذ إن كانت لديها واحدة برأسها فأؤكد لكم أن لديها واحدة بساقها |
Sadece Bacak arasını öpmeye devam edebilirim. Bütün gün öpebilirim. | Open Subtitles | استطيع العوده لتقبيل الفخذ الأيمن استطيع تقبيل فخذيك طوال اليوم |
Uyluğun iç tarafında kıllar buldum. | Open Subtitles | عينتها المهبلية إيجابي للسائل المنوي وأيضاً وجدت بعض الشعر في الفخذ الداخلي |
Bir parça But lütfen, baba. | Open Subtitles | القليل من الفخذ لو سمحت يا أبتي. |
Aynı gösterdiğim gibi. kalçaya küçük bir batırma. | Open Subtitles | كما أريتك نقرة سريعة على الفخذ |
Kafatası, kaburgalar, pelvis ve kalçadaki her iki proksimaldaki çatlaklar ölüm anında gerçekleşmiş. | Open Subtitles | كسور قرابة وقت الوفاة على الجمجمة، الأضلاع، الحوض و النهاية العلوية لعظمي الفخذ. |
Kaburgaya yawara, kasıklara yawara. | Open Subtitles | يوارا عندإستراحه الضلع . يوارا عند عظمة الفخذ. |
Ben kızgınım. Kardeşim kalçasından vuruldu. Bu ciddi derecede korkunç, ne demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi | Open Subtitles | أطلق النار على أخي في الفخذ,هذا مروع قريب من خطير إذا فهمت ما أعنيه |
Butun üst tarafı. | Open Subtitles | إنها منطقة الفخذ العيا |
Neyle kaplı olduğunu söylersen, önkolla kalçayı takas ederim. | Open Subtitles | سأقايض ذلك الفخذ بهذا الساعد، إن إستطعت إخباري بما يغطيه. |
8 motoru var, 4 adet dizlerde ve 4 adet kalçada. | TED | ثماني محركات، أربع على الركب وأربع على الفخذ |