Sadece tek gerçek Tanrı bizleri kurtarabilir belki bu hayat içinde bağışlama ve sonrasında kefaret bulabilirim. | Open Subtitles | هل الله واحد صحيح طرد العديد من... ... أنني قد تجد المغفرة في هذه الحياة... ... و الفداء في القرن المقبل. |
Bu kefaret tiyatrosuna... | Open Subtitles | هذا مسرح الفداء. كلما استحسن العرض |
Meşruiyet, telafi, kefaret! | Open Subtitles | التبرير، التكفير، الفداء! |
Eşcinsel vatandaşlar gerçek siyasi gündemi dağıtmak için günah keçisi yapıldı. | TED | هؤلاء المواطنين هم كبش الفداء لصرف النظر عن المشاكل السياسية الحقيقية. |
Bak, sorumlu dedektif bendim. Birine kazığı sokacaksan, al sana günah keçisi. | Open Subtitles | اسمعي، كنتُ المحقّقة المسؤولة، فإن كنتِ تريدين لوم أحدهم فأنا كبش الفداء |
Kefaretlerimizi ödetir... | Open Subtitles | الذي لنا فيه الفداء |
- ...ve Kefaretlerimizi ödetir... - Hayır. | Open Subtitles | -الذي لنا فيه الفداء ... |
" Günahlarımızdan arınmanın yolu O'nun kanındaki kefaretten geçer--" | Open Subtitles | "الذي فيه لنا الفداء من خلال دمه، "وغفران الخطايا |
Lex, kefaret duygusu sana hiç yakışmıyor. | Open Subtitles | (ليكس)، الفداء لا يناسبك |
Bak, sorumlu dedektif bendim. Birine kazığı sokacaksan, al sana günah keçisi. | Open Subtitles | اسمعي، كنتُ المحقّقة المسؤولة، فإن كنتِ تريدين لوم أحدهم فأنا كبش الفداء |
Vikinglere karşı başarısızlığının günah keçisi olamam. | Open Subtitles | انا لن اكون كبش الفداء لعدم مقدرتك علي صد غزوات الفايكنج |
İşler ters gitseydi günah keçisi siz olacaktınız, Mösyö Carter. | Open Subtitles | إن ساءت الأمور، أنت يا سيد "كارتر" ستكون كبش الفداء |
Değişim sadece kefaretten gelir. | Open Subtitles | هذا النوع من التغيير الذي يمكن ان يتحقق الا من خلال الفداء! |