Muazzam gücünü, vakum enerjisinden ürettiğini tespit ettim alt-uzay zamanının kendi kendine işleyen bir alanından. | Open Subtitles | أنه يولد قوته الهائلة مِن طاقة الفراغِ مِن منطقة مكتفية ذاتياً في الفضاءِ الثانويِ. |
Çünkü vakum teknolojisi o kadar ucuzlamakta ve etkinleşmekteydi ki, bütün dünyadaki biliminsanları araştırmaları için onu bir araç olarak kullanabilmekteydi. | Open Subtitles | لأن تقنية الفراغِ كانت تصبحُ اكثر رخصاً بكثير وأكثر كفاءة، العلماء في جميع أنحاء العالم يستطيعوا استخدامه كأداة للبحوث. |
Bir bebek daha istemenin tek nedeni, boşluğu doldurmak. | Open Subtitles | السبب الوحيد أنت هَلْ تريد طفل رضيع آخر أَنْ يَمْلأَ ذلك الفراغِ داخل منك. |
Kaynak öldü kabul edildi ve Kurzon boşluğu doldurmaya kalkacak. | Open Subtitles | إنّ المصدرَ يُفتَرضُ ميت، وKurzon سَيُحاولُ مَلْئ ذلك الفراغِ. |
Ve bunu takip eden boşluktan kurtulmak daha da zordur. | Open Subtitles | و يُصبحُ الأمرُ أصعَب للهروبِ من الفراغِ الذي يأتي |
Perikardiyal boşluktan sıvıyı boşalttık. Kalp hızı normale döndü. Pelvis artı kalp. | Open Subtitles | لقد سحبنا السائل من الفراغِ التاموري |
Bu seferlik, şiddetle seks ya da uyuşturucu istemek yerine... o dipsiz boşluğu, bebeklerle doldurmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | فقط هذا الوقتِ، بدلاً مِنْ أنْ يَشتهي جنسَ أَو مخدّراتَ... أنت تُحاولُ المَلْئ ذلك الفراغِ بلا قعرِ مَع الأطفال الرُضَّع. |