Böylece fırça açıları, boya katmanı gibi tüm detaylara sahip olursunuz. | Open Subtitles | مُصوّراً كلّ تفصيل من إتجاه ضربة الفرشاة إلى سماكة وحجم اللوحة. |
İnsan beynine dair nöral portremizin daha ilk fırça darbelerini atmış bulunmaktayız. | TED | نحن رسمنا ضربات الفرشاة الأولى فقط في لوحتنا العصبية للعقل البشري. |
Öyle ki, 300 kişi söyleşi yapılanın dizi dibinde otururken, ben de onun kendi portresini resmedeceği fırça olacağım. | TED | بل إجتمع حوالي 300 شخص عند قدمي هذا الفرد، لكي اكون الفرشاة التي يرسمون بها لوحتهم الشخصية. |
Benim seçimim kalemi kullanmak, fırçayı, kamerayı kullanmak değildi. | TED | أنا لم أختر القلم ولا الفرشاة ولا الكميرا |
Şey, bu sadece, şey... bana fırçayı bir daha elime almam gerektiğini hatırlatıyor. | Open Subtitles | حسنا، انها مجرد، اه تذكرني بألا أمسك الفرشاة مرة أخرى |
Burada da gördüğünüz üzere eski bir teknoloji olan boya fırçası tekniği uygulanıyor. | TED | ويمكنكم أيضاً الآن رؤية ، استخدام أسلوب قديم من التقنية وهي استخدام الفرشاة. |
tam dolgun pürüzsüz karışım tonları, çok maharetli fırça darbeleri sol elle yapılmış. | Open Subtitles | انه صعب امتزاج الالوان بسهوله ونعومه, ليكون غير ملحوظ عمل الفرشاة كان يرسم باليد اليسرى |
Leonard'ın imzası büyük şekilde, fırça çalışması, o tazelik, o teknik. | Open Subtitles | توقيع ليونارد بشكل عام وعمل الفرشاة والزهرة , والتقنية. |
fırça elimde olabilir ama irademin dışında hareket ediyor. | Open Subtitles | يدي التي تمسك الفرشاة لا يبدو أنها تطيع عقلي |
Bu fırça, kabloları çizmek için çok kalın. | Open Subtitles | هذه الفرشاة عريضة جدا لإعادة الأسلاك بدقّة |
Cebinize yerleştirebilirsiniz, fırça kısmı dışarıda olur, hareket halinde çekilmeye hazırdır. | Open Subtitles | يُمكنُ وضعها في الجيب، و إظهار الفرشاة جاهزَة لإمساكها للعمَل |
Sakal ne kadar sert olursa olsun, fırça bütün sertlikleri alır. | Open Subtitles | لايهم كم هي طويله أو صعبة اللحية الفرشاة تسهل الأمور |
Sakal ne kadar sert olursa olsun, fırça bütün sertlikleri alır. | Open Subtitles | لايهم كم هي طويله أو صعبة اللحية الفرشاة تسهل الأمور |
Bu fırça darbeleri, arabadakiler ile aynı gibiler demedim. | Open Subtitles | لم أقل أنّ ضربات الفرشاة هذه مُشابهة للمنحوتات التي على السيارة |
Önce fırçayı şeydelim. | Open Subtitles | يجب أولا تصغير الفرشاة هكذا لرسم النثرات |
fırçayı bulacağız, Henry. Kullandığın fırçayı bulacağız. | Open Subtitles | سنجد فرشاة الشعر يا هنري سنجد الفرشاة التي أستخدمتها 0 |
Evinde kullandığın fırçayı bulacağız. | Open Subtitles | سنجد الفرشاة التي أستعملتها لتصفيف شعرها 0 |
İkimiz çıkarken, sen de o fırçayı kullanırdın. | Open Subtitles | عندما كنا نتواعد ، كنتي تستعيري تلك الفرشاة دائماً |
Tekrar elime yağlı boya fırçası alıp alamamaya bağlı. | Open Subtitles | لا أعلم. فهذا يعتمد على متى سأحظى بفرصة لألتقط الفرشاة مرة أخرى. |
Sadece bir kere kırmızı diş fırçasını lavaboyu açmak için kullandım. | Open Subtitles | لأنني استخدمت الفرشاة الحمراء لفتح البالوعة |
Daha iyi hissetmeni sağlar. Tarağı getireyim. | Open Subtitles | سوف تشعر بالتحسن سوف أحضر الفرشاة |
Ördeğin arka deliğini fırçayla temizleme işi yani. | Open Subtitles | والذي تستخدم فيه تلك الفرشاة الصغيرة كي تنظف خلفية البطة. إنهم يحتاجون إلى مساعدة. |
Belki fırçanın tasarımcısı zannetmiştir. | Open Subtitles | لكن ربما ظن أنه مصمم الفرشاة |
Tek fırçam bu. | Open Subtitles | حسناً، إنّها الفرشاة الوحيدة التي أملكها. |
Eğer o fırçaya dokunduysan, tamamen sürüklendin demektir. | Open Subtitles | لو انك لمست الفرشاة إذن أنا مُسحت حرفياً |
Görünüşe göre boya fırçasının ne olduğunu öğrendiğin zamanlarda yapmışım. | Open Subtitles | على ما يبدو رسمته وأنا ما زلت أتعلم مسك الفرشاة |