Görünen o ki, ezikler de rock bandı ve Travis Barker'den hoşlanıyor. | Open Subtitles | حسناً ، من الواضح إنه حى الفشلة يحبون روب باند و ترافرز باركر |
Bakın, kabalaşmak istemiyorum ama siz üzgün ezikler gidin başka yerde eziklenin. | Open Subtitles | اسمعوا، لا أريد أن أكون وقحا لكن ينبغي عليكم أيها الفشلة البائسين الذهاب إلى مكان آخر |
Boğa penisi tempurasını yiyenler ezik insanlar olmasaydı düzgün bir radyo reklamı bile yayınlayamazlardı. | Open Subtitles | لولا الفشلة المستعدة لمص قضيب ثور لما استطاعا انتاج دعاية محترمة |
Of be, o sinir bozucu ezikleri karşılamak için burada olmayı çok isterdim ama ne yazık ki, Boyle'la birlikte tüm hafta gizli bir gözetlemede olacağız. | Open Subtitles | كل هؤلاء الفشلة لكن انا وبويل لدينا عملية مراقبة لأسبوع كامل |
Terapistime göre eziklere ilgim var. | Open Subtitles | وفقاً لمعالجتي أنا منجذبة نحو الفشلة |
Başarısız olmuş hayallerini benim üzerime yıkmaya çabalamayı bırakmayacak. | Open Subtitles | لن يكف عن أن يرى أحلامك الفشلة تتحقق من خلالى |
O tür eziklerin beyni banyonun her yanına sıçrar. Düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | هل تتخيل هؤلاء الفشلة الملاعين الذين يفجرون رأسهم في أرجاء الحمام؟ |
Bu arada o güzel kız siz tembel eziklerden çok daha fazla çalışıyor. | Open Subtitles | التي بالمناسبة تعمل بجهد أكثر منكم جميعًا أيها الفشلة |
Yerdeki zavallılar konuşuyor. Konumunuz nedir? Tamam. | Open Subtitles | هنا الفشلة الأرضيون ما هو موقعكم, حول |
Bu insanlara kaybeden derler, ben de kaybedenlere bakmam. | Open Subtitles | يُسمون بالفشلة، وأنا لا أمثل الفشلة |
Ama sen... Diğer ezikler etrafta koşuşurken, sen sahada kaldın. | Open Subtitles | لكنك بقيتَ في الملعب بينما ركض بقية الفشلة هولاء إلى الداخل. |
Sana diyeyim, bu ezikler gelinlerimiz ve damadımız olabilir. | Open Subtitles | أنا أقول لكم هؤلاء الفشلة يمكن أن يكون أقربائنا |
Evet, nasıl yumuşayıp siz ezikler için öldüğümü anlattılar ama inanmadım. | Open Subtitles | أجل، قالوا لي إنني أصبحت عاطفياً ومت لأجلكم أيها الفشلة. لم أصدقهم. |
Bilirsin işte, çıktığım bütün ezik müzisyenlerden sonra Sonunda düzgün bir adam bulduğumu sanmıştım... | Open Subtitles | أتعلم، بعد كل الموسيقيين الفشلة الذين واعدتهم ظننت أنني أخيراً وجدت رجلاً محترماًَ لكن.. |
Dinle, Berger, kendi tarafına kaç tane sivilceli ezik çektiğin umurumda bile değil. | Open Subtitles | إسمع بيرجر ، لا يهمني كم عدد الفشلة الذين تجلبهم معك |
- Sakin ol. Sen dinleme bu ezikleri Sid. | Open Subtitles | لا تنصت لهؤلاء الفشلة يا سيد.. |
Seni oraya almazlar, yüzeydeki ezikleri içeri almamakla ilgili katı kuralları var. | Open Subtitles | لن يسمحوا لك بذلك لديهم ساسة صارمة تدعى " ممنوع دخول الفشلة من الارض " |
Belki de gerçekten eziklere ilgi duyuyorsundur. | Open Subtitles | لعلك حقاً منجذبة نحو الفشلة |
Başarısız olanlardan. | Open Subtitles | احد الفشلة المثيرين للشفقة |
Fahri, bu eziklerin yanında ne işin var senin? | Open Subtitles | ومالذي تفعله يافخري جالساً مع هؤلاء الفشلة ؟ |
Yani bu eziklerden hangisi... Milhouse'un amcası Norbert? | Open Subtitles | إذن، أيّ واحد من هؤلاء الفشلة هو نوربرت) عم (ملهاوس) ؟ |
Sizi gidi zavallılar! | Open Subtitles | في وجهكم أيها الفشلة |
Çünkü kaybedenlere karşı zaafım var Bobby. | Open Subtitles | لأن لدي نقطة ضعف تجاه الفشلة يا بوب |
Git, diğer yetenekli eziklerle gitar dükkanında çalış. | Open Subtitles | اذهب للعمل في محل لبيع الجيتار مع بقية الفشلة الماهرين |