| 17. yüzyılda Newton, uzay ve zaman ve hareket vesaire ile ilgili düşünme biçiminde devrim yaptı. | TED | الآن، في القرن السابع عشر، ، كانت هناك ثورة في تفكير نيوتن عن الفضاء و الوقت و الحركة و هلّم جراً .. |
| Sanırım insanoğlu ayağa kalktığından beri ilk defa Verne uzay ve hızla ilgileniyordu. | Open Subtitles | أعتقد أنه منذ بدأ الأنسان المشى بشكل مستقيم إزداد فضوله فى الفضاء و السرعة |
| Şanslıyız ki, hayal gücü gemimiz bizi uzay ve zamanda her yere götürebilir. | Open Subtitles | لحسن الحظ سفينتنا الخيالية تستطيع أخذنا لأي مكان في الفضاء و الزمن |
| Çıplak halde, soğuk vakumda ve uzayın yoğun radyasyonu altında seyahat edip, tek bir çizik almadan geri dönebiliyor. | Open Subtitles | يستطيع السفر مكشوفاً في الفراغ البارد و الااشعاعات الشديدة في الفضاء و العودة سالماً. |
| Einstein zaman ve uzayın aslında aynı şeyin iki farklı görünüşü olduğunu keşfetti: | Open Subtitles | اكتشف آينشتاين بأن الفضاء و الزمن سمتان فقط |
| uzay ve zaman aracılığıyla seyahat ettim. Marge'a kendimi kabullendirmek için çünkü benden iyisini bulamaz. | Open Subtitles | سافرت عبر الفضاء و الزمن لأجعل مارج تستقر معي |
| Ve buradaki herkes, bu işe ortak bir uzay ve olasılık hayaliyle başladı. | Open Subtitles | و جميعنا هنا بدأنا بحلمنا المشترك بخصوص الفضاء و الإحتمال |
| Bilim ve merak ile deposunu doldurduğumuz hayal gücü gemimiz bizi uzay ve zamanda her yere götürebilir. | Open Subtitles | إنَّ سفينتنا الخيالية مزودة بقدر متساوي من العلم و الإعجاز تستطيع أخذنا إلى أي مكان في الفضاء و الزمن |
| Işık, zaman, uzay ve kütleçekimi insan deneyiminin ötesine uzanan bu gerçekliği yaratmak için birleşirler. | Open Subtitles | الضوء و الزمن و الفضاء و الجاذبية تتآمر لخلق عوالم موجودة وراء التجربة الانسانية |
| Şu anda, bilinen uzay ve zamanın tam ucunda duruyoruz. | Open Subtitles | الأن, نحن على طرف حافة الفضاء و الزمن المعروفين |
| uzay ve Zaman'ı daha iyi yapmak için ikisine de ihtiyaç vardır. | Open Subtitles | لجعل الفضاء و الوقت مكاناً افضل |
| Hayal gücü gemimiz bizi uzay ve zamanda her yere yaşamın bir türünün diğerine dönüştüğü gizli mikrokozmosa bile götürebilir. | Open Subtitles | سفينةُ مخيلتنا تستطيع أخذنا إلى أي مكان في الفضاء و الزمن حتى في العوالم المجهرية الخفية حيثُ يمكن لنوع من الحياة ان يتغير إلى آخر. |
| uzay ve zamanda ne kadar dağılmış olsalar da asla üst üste gelmezler. | Open Subtitles | بغض النظر عن كيفية توزعها في الفضاء و الزمن... لمتتداخلأبداً... |
| uzay ve zamana karşı koydu. | Open Subtitles | لقد تحدت الفضاء و الزمن |
| Swift, "uzay ve Teknoloji" dergisinden. | Open Subtitles | سويقت, مجلة "الفضاء و التكنولوجيا" |