Yapmaya zorlandığınız, aklınızdan çıkmayan korkunç şeyleri nasıl sırtınızda taşıdığınızı. | Open Subtitles | وكيف أنّ كلّ الفظائع التي أرغمتَ على فعلها تثقل كاهلك |
Ya sana bu adamın bana yaptığı korkunç şeyleri anlatsaydım. | Open Subtitles | لو أخبرتك عن الفظائع التي فعلها هذا الرجل بي |
O korkunç kelamları duyduğun için üzülüyorum. | Open Subtitles | أنا آسفٌ فقط أنك إضطررتِ للإستماع لمثل تلك الفظائع |
Bu zulüm ve acımasızlığın yankıları hiç dinmeyecek. | Open Subtitles | وأصداء الاضطهاد... وارتكاب الفظائع... لن تـُلاقى بالصمت |
O, insan ırkının yarattığı vahşete tanık oluyor. | Open Subtitles | فهو الشاهد إلى الفظائع يخلق بشرية. |
Kasabada, düşmanın arkasında bıraktığı canavarlığı görebilirdiniz. | Open Subtitles | -كان بإمكانك أن ترى الفظائع في القرية التي تركها العدو ورائه |
Aşağıdaki korkulardan korunmak için kendini buraya kilitledi ama vebanın, rüzgârla taşındığını unutmuştu. | Open Subtitles | حبست نفسها بالأعلى لتحمي نفسها من الفظائع بالأسفل لكن ما نسيته أن الرياح تنقل الطاعون |
Annen hayatına döndüğü an yaptığı tüm o korkunç şeyleri unutuyorsun da ondan. | Open Subtitles | لأنّ لحظة عودة أمك لحياتك نسيتَ كلّ الفظائع التي فعلَتها. |
Yıllar boyunca aile içinde birbirimize onca korkunç şey yaptık. | Open Subtitles | أنا وأفراد أسرتي ارتكبنا بعض الفظائع ضدّ بعضنا على مرّ السنين. |
Neden bu korkunç şeyler bize oluyor? | Open Subtitles | لم تستمر هذه الفظائع بالوقوع من حولنا؟ |
Bu korkunç şeyler neden bizim başımıza geliyor? | Open Subtitles | لم تستمر هذه الفظائع بالوقوع من حولنا؟ |
Son 12 yıldır yaptığım korkunç şeylerin etkisinden kurtulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | كنتُ أحاول غسل يديّ طوال الـ12 عاماً المنصرمة... مِن كلّ الفظائع التي ارتكبتُها |
Evet, hayatta kalmak için oldukça korkunç şeyler yaptığım doğrudur. | Open Subtitles | أجل، لقد أثمتُ بعض الفظائع لأنجو |
Kurbanlarıma o korkunç şeyleri yaptıktan sonra gerçekten şok olsaydın beni anında öldürmüş olurdun. | Open Subtitles | وعندما أخبرتك بكل الفظائع والأشياء المقرفة التي أحدثتها لضحاياي لو كنت صدمت - حقا |
Yaptığım her korkunç şey onunla bağlantılı. | Open Subtitles | كلّ الفظائع التي أثمتها هي السبب فيها. |
Ollie, ebeveynlerimiz bizi sevmiş olabilir fakat bu sevgi, yaptıkları korkunç şeyleri değiştirmez. | Open Subtitles | حبهما لا يكفر عن الفظائع التي أثماها. |
İnsanlara karşı, bugün yapılsa... zulüm sayılacak şeyler yapmıştır. | Open Subtitles | اما حالة الأنثى تختلف في اتخذها الأجراءات التي ارتكبت ضد البشريين انها من النوع الملتزم والذي إذا ارتكبت اليوم جريمة سيكون من الفظائع عندها |
Selene'in işlediği vahşete dair kesin kanıt. | Open Subtitles | أدلة قاطعة على الفظائع (التي ارتكبتها (سيلين |
O canavarlığı yapmış olabilecek birisi? | Open Subtitles | هل شخصاً ما هو من إرتكب تلك الفظائع ؟ |
Kendini buraya kilitledi. Aşağıdaki korkulardan korunmak için. | Open Subtitles | حبست نفسها بالأعلى لتحمي نفسها من الفظائع بالأسفل |
Orada kötü şeyler yaptık, ve şimdi de burada boktan şeyler yapıyoruz. | Open Subtitles | لقد اقترفنا الفظائع هناك ونقترف الفظائع هنا |
Çünkü kendimi, yaptığın tüm kötü şeyleri unutabilmeyi dilerken yakaladım. | Open Subtitles | لأنّي اكتشفت أنّي أتمنّى نسيان كلّ الفظائع التي أثمتَها |