"الفقاعة" - Translation from Arabic to Turkish

    • balon
        
    • baloncuk
        
    • kabarcık
        
    • baloncuğun
        
    • kabarcığın
        
    • balonun
        
    • Köpük
        
    • baloncuğu
        
    • balonu
        
    • baloncuktan
        
    • Bubble
        
    • balona
        
    • balondan
        
    • kabarcığı
        
    • Balonda
        
    Ve umarım, 2013'ün sonunda balon ilk kez şişecek. TED وسوف تنتفخ الفقاعة للمرة الأولى على ما نأمل في نهاية سنة 2013.
    Japon ekonomisinin balon döneminde emlak yatırımı için çok ağır borçlandı. TED لقد اقترضت بشكل كبير جدا خلال فترة اقتصاد الفقاعة الياباني، للاستثمار في القطاع العقاري.
    İlki baloncuk oluşurken, diğeri de baloncuk patlarken. TED واحدة عندما تتشكل الفقاعة والأخرى عندما تنفجر
    kabarcık sonradan ışık hızında yayılır, tüm uzayı doldurur ve Higgs alanını bildiğimiz halden yeni bir hale dönüştürür. TED بعد ذلك ستتمدد الفقاعة بسرعة الضوء, محتلة الفضاء كله, و محولة مجال هيقز من الحالة المعروفة الى الحالة الجديدة.
    Bu yıkıcı vuruş kıskaçtan değil, bir baloncuğun aşırı sıcak gücünden geliyor. Open Subtitles لا تنبثق الضربة القاضية من المخلب، إنما من قوة الفقاعة فائقة السخونة.
    Saçmalama Linda. Kardeşim büyülü bir kabarcığın seni tekrar görmesini engellemesine izin vermez. Open Subtitles أخي لن يدع شيئًا كهذه الفقاعة السحرية تحول بينه وبين رؤيتك مرة أخرى
    Bir çılgınlığın bitmesi ve balonun patlaması için gerekli olan tek şey, hisse fiyatlarının veya bir lalenin değerinin çok ötesine geçen toplu farkındalıktır. TED وكل ما تحتاجه لإنهاء الجنون و لانفجار الفقاعة هو ملاحظة الناس أن سعر الأسهم أو سعر زهرة التوليب يفوق قيمتها بكثير.
    Ondan bahsetmene gerek yok. balon çocuktan haberim var. Open Subtitles لست مضطرة لذكر فتى الفقاعة، أعرف أمر فتى الفقاعة
    Oğlumuz için her şeyimizi feda ettik balon çocuk. Open Subtitles لقد ضحينا بكل شيء من أجل صغيرنا، فتى الفقاعة.
    Yani, balon içindeki çocuğun bile bir deste kağıdı var. Open Subtitles نعم , حتى الفتى في الفقاعة قام ببعض الخطايا
    O sahte balon patlayınca ne yapıyorsun? Open Subtitles لكن عندما تظهر العدالة, تنفجر الفقاعة ماذا تفعل؟ ، تصرخ من أجل العدالة
    - Demek istediğim, Lemon, balon sonsuza kadar sürmez. Open Subtitles مقصدي هو , ليمون , الفقاعة تلك لا تدوم للأبد
    baloncuk her yöne doğru dönüyor ve zıplıyor. Open Subtitles الفقاعة تدور ، تلتف , تنقلب بسرعة و تقفز.
    "Bu baloncuk sana, geçmişinin istediğin parçasını gösterecek." Open Subtitles هذا الفقاعة تسمح لك برؤية أيّ حدث سابق من حياتك
    Seksi baloncuk bir kere patladı mı, iş işten geçmiş demektir. Open Subtitles حالما تنفجر الفقاعة الجنسية ، ينتهي كل شيئ
    Sanırım oradaki kabarcık uzayda içinden geçtiğimizle aynı. Open Subtitles أعتقد ان هذة الفقاعة التى بالخارج مماثلة لما اجتزناه فى الفضاء
    Bu, Hindistan. baloncuğun büyüklüğü nüfusu temsil ediyor ve bu eksenin üzerine doğurganlık oranını koyuyorum. TED وهذه هي الهند حجم الفقاعة يمثل عدد السكان، وعلى هذا المحور أضع معدل الخصوبة
    Yani bu kabarcığın içine girersek geleceğe ilerlemiş de olabiliriz. Open Subtitles إن دخلنا تلك الفقاعة قد نتقدم أكثر فى المستقبل
    Biz bir sonraki çılgınlığın başlamasını ve balonun patlamasını beklerken kendinizi bir buket lale ile ödüllendirin ve lalelere bu kadar fazla ödemediğiniz için mutlu olun. TED لذا، وبينما نحن ننتظر بداية الجنون القادم، وانفجار الفقاعة القادمة، اشترِ لنفسك باقة من أزهار التوليب واستمتع بأنك لست مجبرا على دفع الأموال الطائلة للحصول عليها.
    Evet. Hocam 'İhtiyar Köpük Surat' şöyle derdi: Open Subtitles أجل, كما كان يقول مدرسي, صاحب وجه الفقاعة العجوز
    Güney Asya’yı da buradan bölüyorum. Hindistan ortadaki büyük baloncuğu temsil ediyor. TED ويمكن أن أقسّم جنوب آسيا هنا. الهند هي الفقاعة الكبرى في المنتصف
    Yükseldikçe, küçük görünen bu helyum balonu genişleyecek beyaz bir halat gibi görünen bütün zarı dolduracak. Open Subtitles وحيث ترتفع درجة هذه الفقاعة الصغيرة للبحث عن الهليوم ستتوسع لملء الجلد بأكمله، التي لا تزال تبدو هنا وكأنها حبل أبيض.
    O zaman başka seçeneğimiz yok, onu derhal baloncuktan çıkartmalıyız. Open Subtitles إذن لا نملك خياراً، يجب علينا إخراجها من الفقاعة الآن.
    "The Boy in the Plastic Bubble" filmini izledin mi? Open Subtitles أشاهدت من قبل فيلم الفتي في الفقاعة البلاستيكية ؟
    Kendini büyük bir balona koymaca gibi bir şey mi bu? Open Subtitles -أهذا الولد في الفقاعة البلاستيكية أم ماذا؟
    Sonunda o balondan kurtuldum. Open Subtitles ومتأكد أنّي سأكون بخير خارج تلك الفقاعة
    Su uygulayın, tüm kabarcığı yıkamış olursunuz. TED اغسل بالماء وستزول تلك الفقاعة بأكملها.
    Lale çılgınlığı, finansal Balonda işteki temel ilkelerin etkili bir örneğidir ve 2000'lerdeki emlak balonu gibi son yıllarda yaşanan örnekleri anlamamızı kolaylaştırabilir. TED جنون التوليب هو مثال ممتاز لمعرفة المفاهيم الأساسية لعمل الفقاعة ويمكن أن يساعدنا لنفهم الأمثلة الأحدث مثل فقاعة العقارات في القرن العشرين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more