Tam şurada, üst çene kemiği ve paletinin birleştiği yerde. | Open Subtitles | هنا، عند التقاء عظم الفك العلوي والبلاطي |
çene kemiği, üst çene ve kaş arası kemik parçaları kayıp. | Open Subtitles | جزء من الفك السفلي، الفك العلوي و المقطب مفقودين. |
Valerie Gaynor'ın yaraları üst çene kemiği ve üst boyunla sınırlı. | Open Subtitles | إصابات " فاليري غاينور " مقيدة ما بين الفك العلوي والرقبة العلوية |
Bir ense kemiği buldum bunlar da çene kemiği parçalarına benziyor. | Open Subtitles | حسناً، لديّ العظم الوتدي، وما يبدو كأنّه عدّة أجزاء من الفك العلوي. |
Bir de, kurbanın erkek olduğunu söylemeye yetecek kadar çene kemiği parçası var. | Open Subtitles | ولقد وجدتُ ما يكفي من العظام التي تُشكّل جيب الفك العلوي الذي يُشير إلى أنّ الضحيّة ذكر. |
Septumdaki kıkırdak ezilmiş, çene kemiğinin ön kısmında da başka bir ince çatlak var. | Open Subtitles | وسحق الغضروف الحاجز وهناك كسر شعري آخر أعلى من نتوء الفك العلوي للجبهة |
üst çene yapısı, beyaz olduğuna işaret ediyor. | Open Subtitles | ويوحي بروز الفك العلوي إلى جنس قوقازي. |
Kusura bakma ama Cindy'nin sözde "plesiosaurus"unun çene kemiği | Open Subtitles | اعذرني لكن الفك العلوي من ديناصور سيندي |
- Kesilmiş yaralar... azıdişleri ve küçük azıdişleri arasında... çene kemiği dış zarının içine doğru büyümüş. | Open Subtitles | الجروح المحفورة تمتدّ من غشاء العظام إلى الفك العلوي... بين الأضراس والضواحك |
onun dışında çene kemiğinin sağ tarafında bir kanama buldum. | Open Subtitles | على الجانب الأيمن من الفك العلوي |