Bu enteresan bir şekilde hem bilimsel hem felsefi kültürümüzde oldukça ihmal edilmiş bir konu. | TED | لأنه موضوع مُهمَل بشكل يثير الفضول في كلا من معرفتنا العلمية و الفلسفية |
Çok fazla silah sesi vardı. Çete üyeleriyle bir sürü felsefi tartışmaya girdi. | TED | كان هناك الكثير من طلق النار. وكان أيضاً الكثير من المناقشات الفلسفية مع العصابة. |
Diyojen'in hayatına dair ayrıntılar şüpheli olsa da onun bu utancından doğan felsefi fikirler bugün yaşıyor. | TED | بينما الكثير من تفاصيل حياة ديوجين ما زالت غامضة، فإن الأفكار الفلسفية الناتجة عن فضيحته ما زالت باقية إلى اليوم. |
Etik çerçevede, ne olduğumuz hakkındaki felsefi gizemde yer almayan bir kavrayış yoktur. | TED | فلا منطق أو سبب لا ياخذ مكانا في الفضاء الأخلاقي أو المعضلة الفلسفية التي نحن فيها |
Bunun teknik olduğu kadar felsefik bir gelişme de olduğu için işin hem felsefi hem de teknik boyutuyla ilgilenmeye çalıştık. | TED | ولأنه بقدر ما هو تقدم علمي فهو تقدم فلسفي للمعارف الانسانية، حاولنا التعامل مع المسائل الفلسفية والجوانب الفنية في آن واحد. |
felsefi kuramlarınla bizim gözlerimizi niye kamaştırmadın? | Open Subtitles | لماذا كنت تشوش افكارنا بأرائك الفلسفية ؟ |
felsefi kuramlarınla bizim gözlerimizi niye kamaştırmadın? | Open Subtitles | لماذا كنت تشوش افكارنا بأرائك الفلسفية ؟ |
Sizi temin ederim ki, felsefi farklılıklarımız ne olursa olsun Dar Eshkalon zirvesinde, böyle bir saldırının yapılmasına asla izin vermezdim. | Open Subtitles | أنا أؤكد لك, مهما كانت أختلافاتنا الفلسفية لن أقوم أبداً بالأذن بهذا النوع من الهجوم "أن يتم على التجمع بـ"دار أيشكلن |
felsefi tartışmalara karnım tok. Parasını ödediğim şeyi istiyorum. | Open Subtitles | لا أحب النقاشات الفلسفية كثيراً أنا فقط أريد ما دفعت ثمنه |
20. yüzyılın en önemli kabul edilen felsefi çalışması. | Open Subtitles | أكثر الأعمال الفلسفية تأثيراً في القرن العشرين |
20. yüzyılın en önemli felsefi çalışması. | Open Subtitles | أكثر الأعمال الفلسفية تأثيراً في القرن العشرين |
yüzyıldan başlayarak, farklı felsefi ve dini temelli okullar baş göstermeye başlamış, ve bu okullar sadece bir tanrı olduğuna dair güçlü görüşler ortaya koymuş, tüm antik hikâye ve masalların sadece tanrısallıkla ilgili değişik durumları yansıtan metaforlar olduklarını ileri sürmüşlerdir. | Open Subtitles | بدأ من القرون الثلاثة قبل الميلاد ظهرت العديد من المدارس الفلسفية و الدينية التي كان غرضها إثبات وجود إله واحد فقط |
felsefi eğilimine göre değişir. | Open Subtitles | أو مغلقة جزئيا، اعتمادا على ميولكِ الفلسفية |
Aydınlatıcı felsefi tartışmamızdan ...zevk alacağımdan şüphe yok ajpa... | Open Subtitles | لست اشك باننى استمتع ومتحفز لواحدة من مبارزتنا الفلسفية |
nedenlerinden bir tanesi. Ve bu soruyu cevaplayabilmek için, sizden önceki bir sürü mükemmel beyin gibi dipsiz, felsefi paradoks okyanusuna dalmaya istekli olmanız gerek. | TED | ولكي تتمكن من الإجابة عليه، فيجب عليك كالكثير من العظماء قبلك، أن تكون على أتم الاستعداد للغوص في المحيط اللانهائي للتناقضات الفلسفية. |
ABERTNY VAKFI FELSEFİ KÜTÜPHANESİ | Open Subtitles | المكتبة الفلسفية مؤسسة أبارتيني |
felsefi sonuçları olağanüstü elbette. | Open Subtitles | الآثار الفلسفية للضخامة طبعاً. |
Bunu sade bir felsefi tabirle özetler. "Düşünüyorum, öyleyse varım." | Open Subtitles | و قد لخص ما وصل إليه في العبارة الفلسفية الأنيقة "أنا أفكر.. |
Bak tüm bu felsefi konuşmalar gerçekten inanılmazdı ama şu anda ihtiyacım olan şey telsizi bana getirmen. | Open Subtitles | لذلك، كان كل لا يصدق الفلسفية وكل شيء... ولكن هل يمكن أن يرجى... تجلب لي... |
"İkinci Cinsiyet"in, kişisel deneyim ile felsefi girişimi birleştirmesi, feminist teoriyi tartışmak için yeni bir dil ortaya çıkardı. | TED | تتمثّل في "الجنس الأخر" تركيبة من التجربة الشخصية والتدخلية الفلسفية حيث قدّمت أسلوبا جديدا للتناظر في النظرية النسويّة. |
Ortak gerçeklik düşüncesi çoğu felsefik kavram gibi ifade etmesi basit ama pratiğe koyması gizemli bir şekilde zor. | TED | أعتقدُ بأن فكرة الواقع المشترك مثل الكثير من المفاهيم الفلسفية: سهلة لصياغتها ولكنها صعبة غامضة لوضعها موضع التطبيق. |