"الفواق" - Translation from Arabic to Turkish

    • hıçkırık
        
    • hıçkırığım
        
    • Hıçkırıklar
        
    • hıçkırıkları
        
    • Hıçkırığın
        
    • Hıçkırığını
        
    Öyleyse, denge kaybı, patolojik hıçkırık ve mediastende kaçağa neden olan şey ne? Open Subtitles الفواق المرضي وثقباً في منصفه؟ لقد كان يعتصم في منشرة خشب الخريف الماضي
    Denge kaybı, patolojik hıçkırık, akciğerlerden hava sızıntısı kırık uyluk kemiği ve şimdi de taşikardi. Open Subtitles فقدان التوازن الفواق المرضي تسرّب هوائي بين الرئتين
    Bu sırada, Floridalı genç Jennifer Mee, 2007'de, dört haftadan uzun süre boyunca dakikada 50 hıçkırık ile en sık hıçkırık rekorunun sahibi olabilir. TED في الوقت ذاته، المراهقة جنيفير ماي من فلوريدا قد تحمل الرقم القياسي لعدد الفواق الأكثر تكراراً، 50 مرة في الدقيقة لأكثر من أربعة أسابيع عام 2007.
    Ama işin iyi tarafı, sanırım hıçkırığım geçti. Open Subtitles لكن في الجانب الجيد، أظن أن الفواق قد زال
    Pardon. Gerginken bir şey içince böyle hıçkırığım tutuyor. Open Subtitles اسفه ، تأتيني الفواق عندما أشرب وأنا متوترة
    Bir fikir de der ki, Hıçkırıklar insanoğlu var olmadan yıllar önce ortaya çıktı. TED إحدى النظريات تقول إن الفواق بدأ ملايين السنين قبل ظهور الإنسان.
    Diğerleri hıçkırıkları, yoğun duygularla veya onlara karşı birer tepki ile ilişkilendiriyorlar: Gülmek, ağlama krizi, endişe ve heyecan. TED يربط آخرون بين الفواق والمشاعر القوية أو التفاعل مع تلك المشاعر: الضحك، البكاء، القلق، والإثارة.
    Diyaframında iltihap yapmış. Hıçkırığın bundan. Open Subtitles انها تأجيج الحجاب الحاجز الخاص بك مما تسبب الفواق الخاص بك.
    Hıçkırığını geçirdi ama. Open Subtitles لقد عالجت الفواق
    Bazen, sıkı birkaç hıçkırık durmadan devam eder ve biz de kocakarı yöntemleri deneriz: Sürekli soğuk su yudumlamak, nefesimizi tutmak, bir ağız dolusu bal veya fıstık ezmesi, kese kâğıdından nefes almak veya bir anda korkutulmak. TED أحيانا تستمر نوبة الفواق لمدة طويلة، ونجرب استخدام عدة علاجات: الشرب المستمر من كأس يحتوي على ماء بارد، الامتناع عن التنفس ملئ الفم بالعسل أو زبدة الفول السوداني، التنفس في كيس ورقي، أو أن تتم إخافتك فجأة.
    Son zamanlarda da çok hıçkırık tutuyordu ama bu kadar da değil. Open Subtitles ...عانيتُ الكثير من الفواق مؤخراً لكن، ليس بهذه الشدّة
    Hayır, genel eve bir kez gittim ve orada beni hıçkırık tuttu. Open Subtitles -لا لقد ذهبت لبيت دعارة مرة واحدة في حياتي وقد أصابني الفواق (زوغطّة)، وانتهى الأمر هكذا.
    Galiba onun için beni hıçkırık tuttu. Open Subtitles ربما ساعد الفواق في ذلك
    hıçkırık daha ilginç. Open Subtitles - الفواق يبدو أكثر إثارة للاهتمام.
    Diğer taraftan, hıçkırığım geçti. Open Subtitles على الأقل زال الفواق الآن
    hıçkırığım geçti. Muhtemelen sonsuza kadar. Open Subtitles حسناً ، لقد اختفى (الفواق) ، وربما إلى الآبد.
    Fazlası, Hıçkırıklar bebeklerde daha doğmadan çok önce başlıyor ve küçük çocuklarda, yetişkinlere kıyasla çok daha sık görülüyor. TED كما أن الفواق يظهر لدى أطفال البشر قبل أن يولدوا كما أنها مألوفة لدى الأطفال أكثر من الكبار.
    Öyleyse hıçkırıkları yüzünden başka bir doktorun hastasını tedavi etmeyi benimle bir haftalık tatile çıkmaya tercih etmenden kaygılanmamalıyım. Open Subtitles إذاً فليس عليّ أن أقلق إذ أنك تفضّلين معالجةَ مريضٍ لا يخصّك من الفواق على الذهاب معي في عطلةٍ قضيتُ أسبوعاً أخطط لها
    Mediastene hava kaçağının nedeni uzun süreli hıçkırıkları olabilir. Open Subtitles عن الفواق المستمرّ الأقرب هو تشنّج الرقبة
    - Hıçkırığın durdu. Open Subtitles لقد توقف الفواق - هاه ؟
    Hıçkırığını geçirdi ama. Open Subtitles لقد عالجت الفواق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more