İşte, albüm burada, plak. | Open Subtitles | . حسنا ، هذا هو الألبوم ، الفينيل |
Sanki plak dinliyormuşsun gibi, ya da babamın playboy dergileriyle mastürbasyon yapmak gibi. | Open Subtitles | هو مثل الاستماع إلى الفينيل أو الرجيج قبالة _ إلى أبي وأبوس]؛ [س] المستهترين |
Peki o zaman benim koleksiyonumu geçelim ama şu zamanda bile hala Vinil plakları satılıyor | Open Subtitles | حسنا.. اذا، سنصرف نظر عن مجموعتى لكن العديد من الفرق الموسيقية تصدر اصداراتها على اسطوانات الفينيل هذه الايام |
Doymamış etilenik monomerlerden oluşmuş kopolimer hidroksil grupları ve diğer Vinil monomerleri içeriyor. | Open Subtitles | بلمر مُشترك يتألف من مُركب أحادي غير مشبع إثيلينياً. يحتوي على مجموعة الهيدروكسيل ومونومرات الفينيل الأخرى. |
Sentetik kumaş koleksiyonun nasıl gidiyor bu aralar? - Rezaletsin. - Buzları kırmak için. | Open Subtitles | كيفَ هي مجموعةُ إسطوانات الفينيل خاصتكـ هذه الأيام؟ |
Çünkü bu dijitalden daha iyi bir ses verdiği anlaşılan Vinilden üretilmiş | Open Subtitles | لأنهم اكتشفوا ان الاسطوانات الفينيل تصدر صوتا أفضل من الديجيتال |
Vinil plak gibi şeyleri ve... | Open Subtitles | مثل تسجيلات الفينيل وما شابهها، يا إلهي |
Büyük bir plak koleksiyonu vardır, öğlenleri ne idüğü belirsiz bulamaçlardan yeme gibi huyları yoktur. | Open Subtitles | ْ ( تشوك ) بارع في مجموعة ( الفينيل )ْ و ( تشوك ) لدية حكمة عدم أكل القمامة من غرفة الإستراحة الهشة |
- Çok plak var. - Evet, şu ana dek 5.500'den fazla. | Open Subtitles | -الكثير من الفينيل نعم،5500 حتى الآن |
plak garip bir şeydir. | Open Subtitles | يبدو الفينيل غريباً |
Hadi ama, o Florida'da yaşayan bir Vinil plak koleksiyoncusu. | Open Subtitles | - هيا, هي تجمع الفينيل في فلوريدا. |
CD değil, plak. | Open Subtitles | لا الأقراص المدمجة. الفينيل. |
Kar küreme özelliği, şeffaf Vinil kapağı ve anahtarıyla. | Open Subtitles | معماسحةالثلج، و مادة الفينيل الشفافة المطوقة و مفتاح |
Vinil üzerinde havalı birşeyleriniz var mı? Sinatra, Zeppelin, Kellan Smith gibi? | Open Subtitles | هل حصلت على أي شيء بارد على الفينيل يك سيناترا , منطاد , كيلان سميث؟ |
Vinil kadar güzel bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد شيء تماما كما جيدة كما الفينيل. |
Yüz seksen gram Vinil ve bulabildiğim zaman da bir tane Xerox Alto* toplarım. | Open Subtitles | مئة وثمانين غرام من "الفينيل" و"زيروكس التو" عندما أجد واحداً |
Yüz seksen gram Vinil ve bulabildiğim zaman da bir tane Xerox Alto* toplarım. | Open Subtitles | مئة وثمانين غرام من "الفينيل" و"يروكس التو" عندما أجد واحداً |
Arabanın yanan kalıntılarında iki çeşit kumaş vardı. | Open Subtitles | كان هناك نوعان من الفينيل داخل بقايا السيارة المحترقة |
Evet, iki farklı kumaş. | Open Subtitles | أجل ، نوعان مختلفان من الفينيل |
İki farklı kumaş var. | Open Subtitles | نوعان مختلفان من الفينيل |
"Vinilden yapılma, çizgili, üstelik bardağı da içinde | Open Subtitles | ذو طبقة سميكة من الفينيل وكوب |