Burası ruhların Valhalla'ya geçtikleri kapı. | Open Subtitles | هذه البوابة حيث تعبر الأرواح إلى القاعة الكبرى |
Valhalla'yı kişisel kümesin olarak kullanmak yanlıştır. | Open Subtitles | إستخدام القاعة الكبرى لغرض شخصي هي خطوة غير صحيحة |
Binlerce kişi bu iki yarışmacının cesur ve radikal tereyağı heykellerini görmek için Büyük salona doluştu. | Open Subtitles | القاعة الكبرى بها الألاف لرؤية المتسابقان الإثنان كم هي جريئة أعمالهم في نحت الزبدة |
Siz bu işi bana bırakın efendim. Duydunuz, Büyük salona gidiyoruz. | Open Subtitles | اترك الأمر لي يا سيّدي، سمعتموه، هيّا إلى القاعة الكبرى |
Buna gerek yok, hanımefendi. Bay Moray Büyük Salon'da. | Open Subtitles | , لا حاجة إلى ذلك سيدتي سيد موراي في القاعة الكبرى |
Büyük Salon'da senin için bir resepsiyon düzenleyeceklermiş. | Open Subtitles | وإقامة حفل استقبال على شرفك في القاعة الكبرى. |
- Yemekhane. Mavi jel. | Open Subtitles | لأنه ليست هناك مشكلة القاعة الكبرى. |
Antlaşmaya göre ziyaretim Berk'i turlamakla başlıyor cephanelik, büyük salonda ziyafet ve ölüm arenası. | Open Subtitles | طبقاَ للمعاهــده, فــإن زيارتى تبدأ بجوله فى بيرك. مستودع الأسلحه, والإحتفال في القاعة الكبرى, وساحة القتال. |
İlk siparişi bu gece Vegas'da merkez salona yapıyorum. | Open Subtitles | مكان رئيسي في القاعة الكبرى بلاس فيجاس الليلة |
Bu, Valhalla'nın bana ne yaptığı değil benim Valhalla'da ne yaptığım. | Open Subtitles | إنه ليس ماذا تفعل القاعة الكبرى بي إنه بشأن الذي أفعله في هذا المكان |
Succubus'ün teki Valhalla'nın dengesini bozduğundan beri. | Open Subtitles | منذ أن قامت الشيطانة بإخلال التعادل في القاعة الكبرى |
Valhalla'ya dönmek için acelem yok. | Open Subtitles | أنا لست في عجلة من أمري للعودة للعمل في القاعة الكبرى |
Dyson, Valhalla kapısına geri dönmen gerek. | Open Subtitles | دايسون" تحتاج للذهاب إلى بوابات القاعة الكبرى وبسرعة" |
Hiccup dün beni Büyük salona gitmem için görevlendirdi. | Open Subtitles | هيكب عَييني على القاعة الكبرى يوم أمس |
Büyük salona gidelim ve işini bitirelim. | Open Subtitles | لنذهب إلى القاعة الكبرى ونتخلص منها |
Büyük salona gidelim ve işini bitirelim. | Open Subtitles | لنذهب إلى القاعة الكبرى ونتخلص منها |
Büyük salona bakan balkona. | Open Subtitles | التي تطل على القاعة الكبرى |
Bunların tümü Venedikli bir soylu olan Alvise Dükünün, sarayındaki Büyük Salon ve ötesindeki bahçede geçer. | Open Subtitles | ويتم هذا في القاعة الكبرى ... و الحديقة التي خلفها في قصر الدوق ألفيس دوق من مدينة فينيسا |
Oval Ofis 21 Aralık 1970 11.40'tan 12.05'e Dominik Cumhuriyeti ve Zambiya Büyükelçi'leriyle Büyük Salon'da toplantınız var. | Open Subtitles | 11: 0-12: 0، لديك اجتماع في القاعة الكبرى |
Büyük Salon da. | Open Subtitles | في القاعة الكبرى |