Medyum yada başka bir şeyim demiyorum, ama sadece bazen.. | Open Subtitles | لست لدي إلهام أو شيئاً من هذا القبيل ولكن أحياناً |
En büyük korkularımızdan biri bu olabilirdi ama biz bunların olduğunu bilmiyorduk. | TED | ربما كان أسوأ مخاوفنا شيئا من هذا القبيل ولكن لم نكن نعرف هذا ما كان يحدث. |
Yani, fakir falan değilim, ama çok makarna tüketirim. | Open Subtitles | هل تعرفين , أقصد اني لست فقير او شئ من هذا القبيل ولكن اكل الكثير من السبياغتي |
Alınma ama bu benim için sadece bir gezi. | Open Subtitles | لا إهانة أو شيء من هذا القبيل ولكن بالنسبة لي, لقد كانت فقط رحلة |
Tıbbi cihazlar kullanılacak ama düşünürsek bundan çok da farklı değil. | Open Subtitles | أنهم يستخدمون أجهزة طبية أشياء من هذا القبيل ولكن فى الأخر كلهم متشابهون |
Hayvana böyle davranmak insafsızca görünebilir... ama her birini izleyip ayırt edebilmeye mecburuz. | Open Subtitles | قد يبدو عديم الرحمة، علاج حيوان من هذا القبيل ولكن علينا مراقبتهم وأن نكون قادرين على تحديد هوية الأفراد. |
Kaynakların adı geçmiyor ama Tahran'dakileri Javadi'nin doğru kişiyi işe aldığına ikna edecektir. | Open Subtitles | ليس هناك ذكر لاي مصادر او اي شئ من هذا القبيل ولكن مايكفي لاقناع من في طهران ان جافادي قد جند المرأة المناسبة |
Seni takip falan etmiyorum ama bana bir iyilik yapıp, 20 dakikalığına olduğun yerde kalabilir misin? | Open Subtitles | اممم, انا لا اتبعك او اي شيء من هذا القبيل ولكن هل تستطيعي صنع حدمة لي و ان تبقي ثابته هنا للعشرين دقيقه القادمة |
Karamsar görünmek istemem ama gerçekten de bunun onları dışarıda tutacağına inanıyor musun? | Open Subtitles | لا أريد أن أكون متشائمة أو من هذا القبيل ولكن أتعتقد بأن هذا سيجعلهم خارجاً؟ |
Benim çocuklarla ve diğer her şeyle normal bir hayata sahip olmamı istediğini ama bu dünyada o varken asla sahip olamayacağımı söyledi. | Open Subtitles | يقول بأني يجب أن احضى بحياة طبيعية بأنجاب أطفال وشيئاً من هذا القبيل, ولكن بوجوده في هذا العالم لن أستطيع ذلك. |
Kavga falan ettiler sanıyorum ama daha ciddiymiş galiba. | Open Subtitles | اعتقدت بأنهم تشاجروا او من هذا القبيل ولكن أظن بأنه جِدِّي أكثر من ذلك |
Onun yerine geçmeye falan çalışmıyorum ama tek başına olduğunu duyunca kuzenimin turistler için bunlardan kullandığını hatırladım. | Open Subtitles | أنا لا احاول أخذ مكان هنري أو شيء من هذا القبيل ولكن عندما سمعت انكِ وحيده تذكرت إبن عمي الذي يقود هذه الاشياء من أجل السياح |
Eskiden o birlik olma saçmalığından nefret ederdim ama şimdi... | Open Subtitles | لقد كنت أكره التشابك بالإيدي وكل التراهات مثل هذا القبيل ...ولكن الآن |
Evet, öyle bir şey söyledi ama... | Open Subtitles | نعم لقد قال شيئا من هذا القبيل, ولكن... |
Böyle bir çocuğu nasıl beslerdiniz bilmiyorum. Biz Mola balıklarının doğada ne kadar çabuk büyüdüğünü bilmiyoruz ama Monterey Bay Akvaryumun'da bulunan Molalar var, hatta bu akvaryum Mola bulunduran ilk akvaryumlardan biridir. Oradaki Molalardan biri, 14 ayda 360 kilo aldı. | TED | الآن أنا لا أعرف كيف كنت تغذية الطفل من هذا القبيل ولكن -- نحن لا نعرف مدى سرعة Molas تنمو في البرية ، لكن الدراسات النمو الأسير في حوض خليج مونتيري -- واحدة من الأماكن الأولى ليكون لهم في الأسر -- كان لديهم واحد، والتي إكتسبت £ 800 في 14 شهرا. |
Tamam, bize doktor veya avukat veya benzeri bir meslek edinin demediler, ama babam bize Aristo ve öncü bakteri savaşçıları gibi şeyler okurken diğer çocukların çoğu şu şarkıyı dinliyordu: "The Wheels on the Bus Go Round and Round." | TED | صحيحٌ أنهم لا يُخبرونا أن نصبح أطباء .. أو محامون .. أو شيءٌ من هذا القبيل ولكن والدي كان يقرأ لنا عن أرسطو ومقاتلوا الجراثيم الرواد عندما كان العديد من الأطفال يسمعون أغنية " عندما تدور عجلة باص المدرسة .. تدور تدور تدور " |