Halley'nin bulabildiği en eski ve güvenilir kuyruklu yıldız gözlemleri Konstantinopolis'te Nikephoros Gregoras isimli Bizanslı bir gökbilimci ve keşiş tarafından, Haziran 1337'de yapılmıştı. | Open Subtitles | أول ملاحظة دقيقة لمذنب إستطاع هالي أن يجدها كانت قد تمت في القسطنطينية بواسطة نايكيفورس جريجوروس فلكي وراهب بيزنطي |
4. yüzyıl Konstantinopolis'inde bir rahip bu paraya karşı tek önlemin kutsanmış cam olduğunu iddia etmiş. | Open Subtitles | أدّعى راهب في القرن الرابع في القسطنطينية الشئ الوحيد الذي يحمي أمام هذه العملة النقدية هو الزجاج المقدس |
Konstantinopolis'e dönmesi daha iyi olur, açık bir mesaj vermiş oluruz. | Open Subtitles | اذا عاد الى القسطنطينية بخير عندها سيرسل رسالة واضحة |
Devletimizin geleceği için Konstantiniyye'yi fethetmekten daha önemli bir vazifemiz yok. | Open Subtitles | فليس هناك واجب أكثر أهمية.. من فتح (القسطنطينية) من أجل الأمبراطورية. |
Ya ben Konstantiniyye'yi alacağım ya Konstantiniyye beni. | Open Subtitles | إما أن أفتح "القسطنطينية" أو تقهرنى "القسطنطينية" |
Birkaç saat içinde Constantinople, artık Osmanlılar'ın ellerindeydi. | Open Subtitles | وفى غضون ساعات كانت القسطنطينية قد سقطت بيد العثمانيون |
Romalıların Konstantinopol'ünü, yani modern İstanbul'u çevreler. | TED | والتي أحاطت مدينة اسطنبول الحديثة والتي يدعوها الرومان: القسطنطينية |
Konstantinopolis'ten takviyeler ulaşınca tanklarım işgali kuzeye yönlendirecek. | Open Subtitles | بعد وصول التعزيزات من القسطنطينية دباباتي ستقود الغزو نحو الشمال |
Hikayeye göre Haçlı Seferleri sırasında atlar Konstantinopolis'ten yağmalanmış. | Open Subtitles | وفقاً للقصة، خلال الحملات الصليبية تمت سرقة الخيول من القسطنطينية |
Şövalyelerin Konstantinopolis'i yağmalayıp yakmadan önce aldıkları zenginliklerin yerini gösteriyor. | Open Subtitles | تقود الي الموقع الذي خبأ فيها الفرسان الثروة النفيسه التي اخذوها من القسطنطينية بعدما نهبوها واحرقوها |
[Elçi] Konstantinopolis böyle bir savaşa gidiş töreni görmedi. | Open Subtitles | لم يسبق أن شهدت "القسطنطينية" مراسم حرب كهذه |
Büyük bir okçu birliğini sizinle birlikte Konstantinopolis'e gönderiyorum. | Open Subtitles | يمكننى أن أرسل جيشا ضخما من الرماة معك إلى "القسطنطينية". |
Büyük bir okçu birliğini sizinle birlikte Konstantinopolis'e gönderiyorum. | Open Subtitles | يمكننى أن أرسل جيشا ضخما من الرماة معك إلى "القسطنطينية". |
Konstantiniyye'ye sefere giderken bize mesele çıkartamayacak. | Open Subtitles | وهو لن يسبب لنا أى مشاكل فى طريقنا لفتح "القسطنطينية" |
Beni asıl düşündüren çıkarlarını Konstantiniyye'nin fethinde görmeyen kullarımdır. | Open Subtitles | إن إهتمامى الوحيد فقط هو بشعبى. الذى لا يدرك أنه فى مصلحته أن تُفتح "القسطنطينية". |
Konstantiniyye'nin surlarını yerle bir edecek tarihin bir daha göremeyeceği büyüklükte bir top dökmeni istiyorum senden. | Open Subtitles | أريدك أن تصنع مدفعا عملاقا كافيا لتحطيم أسوار "القسطنطينية". شىء لن يُرى فى التاريخ مرة أخرى. |
Doğu İmparatorluğuna, Constantinople'a götürüleceksin. | Open Subtitles | سوف يأخذونك إلى إمبراطورية الشرق إلى القسطنطينية |
İmparator'u Constantinople'a götürecek tekne nerede? | Open Subtitles | أين المركب الذى سيأخذ الإمبراطور إلى القسطنطينية |
Dün, İstanbul'daki kuzenimden geldi bu. | Open Subtitles | في الأمس تلقبت هذه من ابن عمنا الموجود في القسطنطينية |
Konstantin'e yardım etmek daha akıllıca olur. | Open Subtitles | يجب أن نوفر الإمدادات إلى "القسطنطينية". |
Tüm Dünya'daki en güçlü, en zengin ve en çekici şehir olan başkent İstanbul, ölmekte olan ama henüz tükenmemiş Bizans'ın elindeydi. | Open Subtitles | مدينة القسطنطينية الأقوى والأغنى و الأكثر جاذبية فى العالم بأسره فى يد الأمبراطورية البيزنطية التى كانت على وشك التلاشى |
Osmanlı İmparatorluğunun kurucusu. Konstantinapol"da.. | Open Subtitles | مؤسس الإمبراطورية العثمانية في القسطنطينية |
Konstantinapolis'i kuşatmaya hazırlanıyor efendim. | Open Subtitles | إنه يستعد لحصار "القسطنطينية",صاحب الفخامة.. |