Bu kabukları olağanüstü yönlendirme kabiliyeti omurgasızlar arasında alet kullanımının ilk bilinen örneğidir. | Open Subtitles | قدرته المدهشة على استخدام القشور هي أول دليل معروف لاستخدام الأدوات بين اللافقاريات |
Yerfıstığı tereyağı ve jöle ve kesilmiş ekmek kabukları. | Open Subtitles | زبدة الفول السوداني و الجيلي مع قطع من القشور |
Ve su fazla sıcak olmasın-- yara kabukları dökülüyor. | Open Subtitles | شكراً و لا تجعل الماء ساخناً للغايه القشور الجلدية سوف تقع |
Ne tür bir zehir ki bu, içimizdeki iyiliği çürütüyor ve sadece kabuğu bırakıyor? | Open Subtitles | أي نوع من السم هذا الذي يقتلنا ببطئ لم يتبقى لي إلا القشور |
Favori yiyeceklerim. Fıstık ezmesi ve kabuğu kesilmiş jöleli sandviç. | Open Subtitles | المفضل لدي المربى و الفول السوداني بدون القشور |
- kabuklar en iyi parçası. - Oranın altında bir gözlük var. Hemen orada. | Open Subtitles | القشور هي الجزء الأفضل هناك نظارات تحت هناك |
Küçük bir çocukken annen ekmeklerin kabuklarını keser miydi? | Open Subtitles | هل كانت والدتك تنزع لك القشور عندما كنت فتى صغير؟ |
kabukları şuraya, patatesleri buraya atacaksın. | Open Subtitles | عليك أن تضع القشور هنا والبطاطس هنا |
Çirkin'in aleti kabukları tekrar harekete geçirmiş olmalı. | Open Subtitles | جهاز القبيح لابد أنه نشط القشور |
Gelsomina, git çubuk getir bana... kabukları ayrılmıyor. | Open Subtitles | جلوسمينا أذهبي وأجلبي سيخ القشور ملتصقة |
kabukları keçilere verelim. | Open Subtitles | لابد و أن نأخذ القشور للماعز |
Patatesleri buraya ve kabukları buraya atacaksın. | Open Subtitles | القشور هنا و البطاطس هنا |
kabukları yiyin, taneyi atın. | Open Subtitles | تأكلون القشور وترمون البذور |
Ve biz su birikintisi aşağı konum su ve portakal kabuğu. | Open Subtitles | ونحن وصولا الى بركة القشور المياه والبرتقال. |
Tahıl kabuğu. | Open Subtitles | القشور |
İçinde kabuklar var. | Open Subtitles | وقعت بعض القشور |
- Ne? Şu küçük kabuklar mı? | Open Subtitles | ماذا، هذه القشور الصغيرة؟ |
Ama soymalarını ve kabuklarını ezerek oynamalarını meyvenin o muhteşem ve unutulmaz kokusunu birbirlerine sıkarak oynamalarını istermiş. | Open Subtitles | ولكنّها كانت تريد منهم تقشيرها، واللعب بالضغط على القشور ورشّ بعضهم البعض ببهجة ورائحة الفاكهة التي لا تنسى |
Tüm bu hindistancevizi kabuklarını yere atmak da ne demek oluyor? | Open Subtitles | " لماذا ألقيت تلك القشور على الأرض ؟ " |