tişört gibi uzun ömürlü bir ürün elde etmek için bu evre gereklidir. | TED | هذه المرحلة أساسية لتشكيل مادةٍ طويلة الأجل تستخدم في، على سبيل المثال، القمصان. |
tişört almak icin bir alışveriş merkezine gittiğinizde bütün tişörtleri dener, ya da hepsini ister misiniz? | TED | عندما تذهب إلى محل ملابس لشراء قميص هل ستقوم بتجربة جميع القمصان في ذاك المحل وتريدها جميعًا؟ |
Kuru temizleyiciye uğrayacak olacak olan varsa bir kaç gömlek. | Open Subtitles | مجموعة من القمصان إن كان أحدكم ذاهب إلى منظف الملابس |
Arabayla gittim, tişörtler sattım, süper zamanlardı. | Open Subtitles | قدت السيارة إلى هناك وبعت القمصان وعشت تجربةً رائعة |
Sadece açık saçık sloganları olan tişörtleri okumama izin vermiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أمنع نفسي من قراءة العبارات الملونة على القمصان |
gömlekler berbat hâlde. Kurbandan gelen her tür parça gömleklerin üstünde kaybolacaktır. | Open Subtitles | القمصان فوضوية , أي إنتشار من الضحية سوف يفقد ما بين المحيط |
İki tane istiyorum. tişört satmak şahane! | Open Subtitles | ــ سأشتري قميصين ــ بيع القمصان رائع جداً |
Üst üste iki pantolon, birkaç tişört ve süveter giymiş ve valizlerini bırakmış. | Open Subtitles | قام بسحب زوجين من السراويل و عدداً من القمصان و الكنزات |
tişört satan şu adama bak. Bir kardeşimiz çörek ve gazete satıyor. | Open Subtitles | أنظر إلى ذلك الرجل يبيع القمصان وذلك يبيع الفطائر و الجرائد |
Yolda dizmek için fazladan gömlek düğmeleriyle dolu kutuyu da alabilir miyim? | Open Subtitles | انتظر، أيمكنني جلب هذا الصندوق من أزرار القمصان الإضافية لأنظمهم على الطريق؟ |
Her ne kadar fakir ve kaybetmiş olsanız da, bir t-shirt, tatil için iki gömlek veya nihayetinde gündelik şeyler alabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنهم شراء تي شيرت، اثنين من القمصان لقضاء العطلات، أو أخيرا بعد يوم، على الرغم من أنني فقير جدا وأنا ضائع. |
tişörtler, gelin ve benim ev yapımı tişörtlerime bakın. | Open Subtitles | قمصان ، تعالو واطلبوا القمصان المصنوعة منزلياً |
Evet. Hakikaten benziyor. Ama tişörtler işe yaradı. | Open Subtitles | انها كذلك، انها كذلك بالفعل لكن القمصان تنجح |
Elinde bu tişörtleri güvenlik polisinin yolladığına dair hiç şüphe bırakmayacak kanıtlar olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يقول بأن لديه دليل لا ريب فيه بأن شرطة الأمن أرسلوا تلك القمصان |
Seni de altın zincirler ve... parlak gömlekler içindeyken ziyaret ederdim. | Open Subtitles | سآتي لزيارتك إيضاً و أهرب لك السلاس الذهبية و القمصان اللامعة |
Orta Batı'da gösteri yapıyorlar. t-shirt satacak birine ihtiyaçları var. | Open Subtitles | انهم يعرضون المسرحيات في غرب اوروبا يحتاجون شخص لبيع القمصان |
Sanırım babamın eski gömlekleri hala duruyordur. | Open Subtitles | أعتقد أن لدي بعض القمصان . القديمة من والدي |
Eğer bu Formaları almazsam, ben ölü bir adamım. | Open Subtitles | إذا لم احصل على القمصان, فأنا لا محاله قد قضي علي. |
Sonuçta bizde tişörtlerin üzerine 99 tane portrelik bir seri bastık. | TED | لذلك أنشأنا هذه السلسلة من 99 صورة على القمصان. |
Hani geçen gün şu masanın üstünde duran gömleklerden birini. | Open Subtitles | أنه أحد القمصان التى كانت هناك |
Bazen paltolu ya da galoşlu bazen gömlekli ve şortlu insanlar görürsün. | Open Subtitles | هناكَ أشخاص يرتدون المعاطف و أحذية المطر و أشخاص يرتدون القمصان السراويل القصيرة |
Birisi ile konuşuyor ya da araba sürüyorum ya da bir tişörtü ne kadar küçük yapabilirler diye düşünüyorum. | Open Subtitles | اتحدث الى شخص ما او اقوم بقيادة سيارة او افكر بخصوص كم يمكن لهم ان يجعلوا احد القمصان صغيراً |
Danny, idmanda kırmızı formalar hakkında dediklerimi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | داني, هل تذكر ما اخبرتك به حول القمصان الحمراء في التدريب؟ |
Parasını geceleri pahalı gömleklere harcayan bir adamım. | Open Subtitles | انا رجل ينفق القمصان الثمينة من امواله فى الليل |